Şampiyonluğa bedel

Daha maç başlamadan ben televizyon başında gerildim. Fenerbahçe kaptanlık pazubandını koluna takmış adam, onun ağırlığını taşıyacak. Bugüne kadar onlarca kaptan geldi geçti. Ben böyle bir şey görmedim. Ne rakibe saygısı var, ne taraftara, ne de kendi takım arkadaşlarına. Arkadaşları orada ısınırken gidip, rakip taraftarın önünde şov yapmak, arma öpmek nedir. Aldığın paranın hakkını vermek istiyorsan onun yeri sahadır. Yok fedailik yapmak niyetindeysen başka yere gitmelisin. Futbol oynarsın, haksızlık da olur, isyan da olur ama daha maç başlamadan bu yapılanları anlamak imkansız. İsmail Hoca belli ki saha içinde taktik vermek yerine saha dışında nasıl tahrik ederiz çalıştırmış. Yok bu durum onun kontrolü dışında oluyorsa daha da vahim. Mert Hakan'ın yaptıkları diğer oyunculara ve tribünlere de yansıdı. Nitekim eksik kalan ve erken kırmızı gören Fenerbahçe oldu. Ne yazık ki camiaya yakışmayan böyle adamlar, Fenerbahçe'nin imaj ve itibarını da aşağı düşürüyor. Fenerbahçe'nin itibarı, kupalardan ve şampiyonluklardan daha değerlidir. Ve o bandı takan adam bunu bilmek ve hakkıyla onu taşımak zorundarır. Kendi kendini kral ilan etmiş bu arkadaşın ne yapmak istediğini ben anlayamadım. Maça gelinece Fenerbahçe, 11'e 11 oynandığı sırada Fenerbahçe çok derli toplu, Galatasaray'a göre daha etkiliydi. Kaybedecek bir şeyi olmayanlar böyle zamanlarda daha tehlikeli olurlar. Fenerbahçe'nin de kaybedecek bir şeyi yoktu. Ama kazanması durumunda kazanacağı çok şey vardı. Hem şampiyonluk iddiasını son haftaya taşıyacak hem ikili averajda rakibinin önüne geçecek hem de şampiyon olamasa bile taraftarına güzel bir teselli verecekti. Ancak 10 kişi kaldıktan sonra takımın etkinliği düştü. Böyle maçlarda hocalar öncelikle sahada 11'e 11 maçı götürmenin ne kadar önemli olduğunu bilir ve anlatırlar. Orta sahadaki bir pozisyonda, üstelik sarı kartın varken rakibi çekmek ve arkadan müdahale etmek akılla izah olunacak bir durum değil. lk yarıda Fenerbahçe'nin 10 kişi olduğu dakikalarda da Galatasaray'dan daha etkili olduğunu gördük. Fred akıl almaz bir gol kaçırınca soyunma odasına önde gitme şansını teptiler. 2. yarıda da F.Bahçe eksik kalmasını umursamadan, cesur oynadı. Önde bastı, pres yaptı, top kaptı, hücum etti. Futbol adına pozitif ne varsa yapan taraftı. Bunun semeresini de Çağlar'ın golüyle buldu. Fenerbahçe belki yine şampiyon olamayacak ama Galatasaray'ı bu sezon Rams Park'ta yenerek tarihinin en yüksek puanına ulaştı. Şampiyonluk kadar değerli kazanımlar elde etti.