Milli Eğitim'in milli olma hali

Herkesin hemen her zaman yakındığı konudur Milli Eğitim. Hangi sorun ortaya çıksa kökeninde hep eğitim yetersizliği olduğu vurgulanır ve Türkiye'deki eğitimin sorunlu olduğu, bir türlü istenen eğitim seviyesine ulaşılmadığından yakınılır. Örneğin çoğu öğrencinin en temel sorunlarından biri olan matematik veya yabancı dil eğitimi. En çarpıcı olan hususlardan birisi de eğitimli insanların da suç işleyebilmeleri ve örneğin trafik kurallarına riayet etmemekten tutun da daha kriminal olaylara kadar eğitimli olarak bilinen bireylerin de suç işleyebilme oranlarının hiç de azımsanmayacak derecede olabilmesi. Daha da üzücü olanı da bu ülkenin ekmeğini yiyip suyunu içenlerden bir kısmının ülkemiz için değil de aleyhine çalıştıklarına zaman zaman şahit olmamız. O yüzden eğitim oldukça karmaşık ve zaman isteyen sonuçlarını hemen alamayacağınız fakat en hayati bir olgudur. Çok çeşitli tanımları olmakla birlikte en basit anlatımıyla eğitim, kişilerin bilgi, beceri, anlayış ve değerleri kazanmalarını sağlayan ve genellikle okul, üniversite veya benzeri eğitim kurumları aracılığıyla gerçekleştirilen yapılandırılmış bir süreçtir. Eğitim, bireylerin yeteneklerini geliştirerek potansiyellerini ortaya çıkarmalarını, topluma faydalı bireyler olmalarını ve yaşamlarını daha iyi bir şekilde sürdürebilmelerini sağlar. Sonuçta eğitimin bilgilerin edinilmesini içeren öğretim boyutu ve bireyde değerlere uygun davranış değişikleri oluşturmayı amaçlayan ve psiko-sosyal boyutu olduğunu söyleyebiliriz. Bizde bugüne kadar genellikle eğitim hep bilgi edinme odaklı olduğu için işin değerler boyutu çoğunlukla göz ardı edildi. O yüzden bilgili cahiller diyebileceğimiz kişiler ortaya çıktı. Hani derler ya "Mey Biter Saki Kalır, Her Renk Solar Hakî Kalır, Diploma İnsanın Cehlini Alsa Da Hamurunda Varsa Eşeklik, Baki Kalır" sözü de tam da bu durumu anlatmaktadır. Büyük Atatürk'ün Cumhuriyetimizin ilanından sonra harf inkılabı ve oluşturulan Milli Eğitim sistemiyle ülkemiz başlangıçta hızlı bir gelişim göstermişse de sonradan uygulanan ve özellikle milli değerleri göz ardı eden yanlış politikalar yüzünden eğitimde bir türlü arzu edilen gelişim hızına ulaşılamamıştır. Bu konu sıfır ve bir sayılarının durumları gibidir. Değerleri "1" sıfırları da bilgi olarak kabul edin. Sıfırlar ancak "1" varsa ve birin sağındaysa anlamlı olur. Değerlere sahip olan bireyler olursa en iyi sistemler de kurulur en üst gelişmişlik seviyesine de ulaşılır. Bütün bunları neden yazdım diye soracaksınız doğal olarak güzel bir haber vermek için tabii ki. Millî Eğitim Bakanlığımızın çok kapsamlı olarak yaptığı çok önemli iki çalışma yakında uygulamaya girecek. Birincisi "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" diğeri ise "Öğretmenlik Meslek Kanunu". Her birini daha sonraki yazılarımda detaylı olarak teker teker açıklayacağım ancak şimdilik özet bilgi aktarmak istiyorum. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde en temelde okul öncesinden başlayıp çocuklarımıza, gençlerimize değerlerin bilimsel bilgilerle birlikte aktarılması amaçlanıyor. Bakın müfredattaki bazı konulardan birkaç örnek vereyim. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Dönemi'nin ölümsüz kahramanlarını öğrenme, yine başta büyük Atatürk olmak üzere Cumhuriyetin Kurucu Değerlerine Bağlılığı inşa etme, Milli Şuur ve Vatan Sevgisini "Kalkınan, Gelişen ve Büyüyen Türkiye" kavramlarıyla açıklama, bağımsızlığımızın kırmızı çizgisi "Mavi Vatan" kavramını öğrenme, köklü geçmiş ve güçlü gelecek, Ortak Mirasımız Anadolu, değerlerin kazandırılmasında oyun temelli yaklaşım, korkulan değil sevilen Matematik, Türkçe dört temel dil becerisinin okul ve sosyal yaşamdaki etkileri, yakın tarihimizin iz bırakanları-örneğin okçuluk dünya şampiyonu Mete Gazoz ve buna benzer daha pek çok konu müfredatta yer almış durumda. Artık eğitimimiz daha milli olma yolunda önemli bir adım atmaya hazırlanıyor. Aynı şekilde öğretmenlik meslek kanunu ise hem eğitimcilerimizin performansını ve niteliklerini artırmayı hem de özellikle öğretmenlerimize yapılabilecek olası saldırılara karşı onları koruyacak çok önemli hususları içeriyor. Hayırlı olsun. Dediğim gibi daha sonraki yazılarımda bunların detaylarını sizlere anlatacağım. Ancak bu konuda büyük emekler veren neredeyse dünyada incelenmedik eğitim sistemi ve eğitim materyali bırakmadan büyük özveriyle çalışan Sayın Milli Eğitim Bakanı'ndan öğretmenlerimize kadar emeği geçen bütün eğitimcilerimize teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Ülkemizin aydınlık geleceğini yetiştiren bütün eğitimcilerimize selam olsun.