Ebu Gureyb 2024!

Gazeteci Yunus Paksoy'un aktardığına göre; "CNN'in ele geçirdiği görüntülerde, İsrail'in Filistinlileri tuttuğu bir 'gözaltı merkezi' varmış ve burada çalışan kişiler bazı fotoğraflar sızdırmış. Yoğun işkence ve insanlık dışı muameleden bahsediyorlar. Sürekli kelepçelemeden kaynaklanan yaralanmalar nedeniyle doktorlar bazen mahkumların uzuvlarını kesiyorlarmış. Havada çürümeye bırakılmış yaraların kokusu varmış. Burada tutulan bir kişi çıktıktan sonra şöyle diyor; Dayaklar istihbarat toplamak için yapılmadı. İntikam için yapıldılar. Bu, Filistinlilerin 7 Ekim'de yaptıklarının ve kamptaki davranışlarının cezasıydı. CNN'in anlatılanlara göre yaptığı 3D modellemesine göre; Filistinlileri altlarına bez bağlanmış, elleri ve ayakları kelepçelenmiş, gözleri bağlanmış şekilde tutuyorlarmış." Yıl 2024...

Bundan tam 20 yıl önce, 2004 yılından bir mektup; Ebu Gureyb Hapishanesi'nden Nur'un Mektubu:

"Tecavüz kurbanı Iraklı kadınların çığlığı: Allah için bizleri öldürün!

Halkıma, Ramadi'nin, Halidiye'nin ve Felluce'nin insanlarına; erdem ve onurlarını kaybetmeyen tüm dünyadaki insanlara...

Bu size, Amerikan-Siyonist hapishanesi Ebu Garib'ten kardeşiniz Nur'un mektubudur.

İnanın buradaki aşağılanmayı, sefaleti ve haysiyetsizliği size nasıl anlatacağımı, kelimelere nasıl dökeceğimi bilemiyorum.

Siz sıcak evlerinizde karınlarınızı doyurup sevdiklerinizle bir arada otururken bizim maruz kaldığımız aşağılanma ve çektiğimiz açlığı, sizler su içerken çektiğimiz susuzluğu, sizler derin uykuda iken Amerikalıların bize yaşattığı uykusuz geceleri, sizler giyinikken bizim yaşadığımız çıplaklığı, bizi soyup önlerinde sıraya dizmelerini nasıl anlatabilir, nasıl kelimelere dökebilirim...

Ey kardeşlerim; kamyonlarınızı ve arabalarınızı Amerikan malları taşırken gördüğümüzde kalbimiz sıkışıyor. Çünkü o araçlar benim halkıma ve ülkeme ait.

Yüreğim kan ağlayarak şöyle diyorum: Allah'ım! Benim insanlarım, haysiyetlerini ve şereflerini bir avuç Amerikan Doları'na satmış. Yaşadıklarımızı ve kirletilen onurumuzu düşündükçe gözlerimden yaşlar boşanıyor.

Ey kardeşlerim;

Amerikalıların elinde ne ızdıraplar çektiğimizi, neler acılar yaşadığımızı, Allah aşkına, nasıl anlatıp nasıl kelimelere dökeyim.

Kardeşlerim;

Allah'a yemin ederim ki, yaşadıklarımızı dile getirmekten acizim. Bundan ar ediyorum. Ama yine de kelimelere sığınarak size olanları anlatacağım. Amerikalıların bizlere yaptığı haysiyetsizlikleri, çektirdiği eziyeti, işkenceyi ve aşağılanmaları elimden geldiğince anlatacağım...

Hayvani zevklerinin aracı olmadığımızda, kendimizi şehvetlerine teslim etmediğimizde bizi nasıl öldüresiye dövdüklerini ifade etmeme izin verin...

Siz ey bizim dini liderlerimiz olarak ortalarda tozup gezenler!

Amerikalıların bize reva gördüğü bu cinsel ve hayvani eziyetler karşısında hâlâ nasıl oluyor da açık alınla ortalarda görünebiliyorsunuz

Peygamber Efendimizin en değerli hazineniz buyurduğu haysiyet ve şerefinizi çiğnetmekten pek sıkılmış gibi görünmüyorsunuz.

Bizi ve kendinizi birkaç dolar kırıntısı karşılığında pazarlardaki köleler gibi Amerikalılara ve Siyonistlere mi sattınız Haysiyet ve ş