Abdüllatif Uyan

Türkiye

Sultâna şikâyet ettiler!..

Seyyid Ebül Vefâhazretlerini çekemeyenler, hükümdâra gidip;"Sultânım! Bu kişiye tâbi olan binlerce insan var. Onlara, 'sultânlık benim hakkım' diyormuş" diyerek şikâyet ettiler.Sultân sinirlendi!Ve emretti bir adamına;"Onu huzûruma getir!"Ebül Vefâ hazretleri, o gelenle Bağdat'a doğru yola çıktı...Kendisine "on bin kişi" refâkat ediyordu. Deniz kıy

"Allah'ın öyle kulları var ki!.."

Seyyid Ebül Vefâhazretlerinin kabr-i şerîfi İstanbul'un Vefâ semtindedir. Bu zât, Buhâra'ya gidip zâhirî ilimleri tahsil ederek geri döndüğünde hocası Şenbekî hazretleri çok iltifat etti kendisine.Ancak bu iltifâtı fazla buldu insanlar.Şenbekî hazretleri; onların da anlamaları için bir ziyâfet tertip edip, herkesi buna dâvet etti.Bir maksadı vardı.

"Sendenziyâfet bekliyoruz!"

Konya'da dünyâya gelenSeyyid Ebül Vefâhazretleri, Buhâra'da tahsîlini bitirip geri dönüyordu. Arkadaşları dedi ki;"Bize ziyâfet vermelisin.""Niçin""Çünkü tahsîlini mükemmel yapıp bitirdin. Bunun şerefine bizi memnun etmen lâzım."Cevap verdi ki:"Memnûniyetle ama biliyorsunuz ben fakîrim. Size ziyâfet verecek kadar param yok."Arkadaşları diretti:"Biz

"Tâc-ül ârifîn..."

Konya'da dünyâya gelenSeyyid Ebül Vefâhazretleri, bir gün, hocası Şenbekî hazretleriyle, üç gün üç gece sohbet ettiler.Dördüncü gün oldu...Hocası onu çağırıp;"Ey Ebül Vefâ!.. Velîlerin ruhları her sene bir defâ, falan yerdeki sahrâda hazır olur. Peygamber Efendimiz de o mecliste bulunur"buyurdu.Ve sordu:"Ne dersin, biz de o mecliste bulunalım mı ac

"Merhabâ ey Ebül Vefâ!"

Konya'da dünyâya gelenSeyyid Ebül Vefâhazretleri henüz sekiz on yaşlarındayken tenhâlarda ibâdet ederdi Rabbine.O vakit bir âlim vardı."Şenbekî hazretleri."Bu çocuğun üstün hasletlerini duydu ve arayıp ormanlık bir bölgede ibâdet ederken buldu kendisini.Yanında aslan vardı.Bir köpekle oynuyordu.Arkasından yaklaşıp selâm verdi...O, yüzünü dönmeden c

"Henüz iki aylık bebektim..."

Konya'da dünyâya gelenSeyyid Ebül Vefâhazretleri henüz iki aylıkken ramazan ayı başlamıştı. Gündüzleri süt emmezdi annesinden.Aradan yıllar geçti...Yürümeye başladı.Bir gün annesiyle birlikte sefere çıktılar. Bir bostanın yanından geçiyorlardı ki, "Anneciğim! Burayı tanıdın mı" diye sordu."Tanımadım" dedi.O şöyle hâtırlattı:"Hani siz bir seferde yo

İzinsiz koparılan kavun!..

Konya'da dünyâya gelenSeyyid Ebül Vefâhazretlerinin kabr-i şerîfi İstanbul'un Vefâ semtindedir.Büyük evliyâdandır."Tâc-ül ârifîn" denilir.Babası da o zamânın velîlerindendi.Ölüm hastası idi.Hanımını çağırıp;"Ey hanım! Öyle zannediyorum ki, vefâtım yakınlaştı, benden sonra bir çocuk dünyâya getirirsin. Bu çocuk büyüyünce büyük evliyâ olur... Doğmada

"Geçim derdine düştüm efendim!"

Bağdat evliyâsındanEbû Bekr-i Şiblîhazretlerinin huzûruna bir gün bir kimse geldi.Ve arz etti ki:"Efendim sıkıntıdayım."Hayrola nedir sıkıntın""Geçim derdine düştüm. Zîra aile efrâdımız kalabalık, ne yapacağımı şaşırmış hâldeyim" dedi.Buyurdu ki:"Çâresi kolay."Adam sevindi;"Nasıl kolay efendim""Şöyle ki; Evine döndüğünde dikkat et, aile efrâdının r

Mühim olan, gönüldür...

Bağdat evliyâsındanEbû Bekr-i Şiblîhazretleri, nefsinin bir tek arzusunu yapmaz, "yaşayan ölü" gibi bulunurdu bu hayatta.Bir gün yeni elbise giydi.Ve evden çıktı.Birazcık dolaştı.İnsanlara baktı.Gördü ki; kimin üstünde "kıymetli elbise" varsa herkes onlara kıymet veriyor, eski elbiseli olanları adamdan saymıyorlar.Bu hâle çok üzüldü!Oradan eve dönd

"Bir hadîs-i şerifi rehber edindim!"

Bağdat evliyâsındanEbû Bekr-i Şiblîhazretlerinin kabr-i şerîfi Bağdat'tadır. Bir gün sevdiklerine;"Dört yüz hocadan ders okudum. Onlardan, dört bin hadîs-i şerîf öğrendim, bunların arasından bir tânesini seçip ona uydum"buyurdu.Merak ettiler;Ve sordular:"O, hangi hadîs-i şerîf efendim"Buyurdu ki:Bu hadîs-i şerîfte dört nasîhat var. Nasîhatin birinc