Yok olan şehirler ya da hatıralar - Ân diyarı (40)

Bütün şehirleri birbirine benzettik Selim Ali.

Bu bir çırpıda hatıraların silinmesinin ardında başka şeyler olmalı... Doğduğum şehir benimle konuşmuyor gayrı. Eski evler, eski mahalleler, tarih, tabiat, hatıralar, bağlar, bahçeler, çaylar, pınarlar... kurutuldu, yakıldı, yıkıldı; niyeyse!

Savaşta yerle bir olmuş Almanya taşına toprağına sahip çıkarken bize ne oluyorsa!

Tarihe yolculuk için Yunanistan'a, İtalya'ya, Avusturya'ya mı gidelim Meselâ İstanbul'dan ne kadar "İstanbul" kaldı! Herhalde kıyamet öncesi bir "kıyamet" olsa gerek yıkmışlar.

Tarihe ve tabiata "dokunsa dokunsa" cehalet dokunur. Öyle ya... altının kıymetini sarraf bilir.

Yahya Kemal, Tanpınar iyi ki böyle bir İstanbul'u görmedi.

İstanbul'un silüetine olsun tahammül edemeyip yüksek binaları minarelere musallat edenler İstanbul'u seviyor olabilir miydi!

"İstanbul'u sevmezse gönül; aşkı ne anlar!" diyen Yahya Kemal İstanbulluysa; biz bu şehri yağmalayanlar (olarak) nereliyiz

Bayram münasebetiyle doğduğum yere -Kayseri'ye- gittim.

Her geçen gün çocukluğumun izlerini silen bu belediye başkanları iyi yapmıyor. Eski Kayseri bir avuç yer; ne diye yıktınız ki oraları; Erciyes'i kapatan apartmanlar için mi

Ve Selçuklu eserlerinin o perişan halleri, aradığım türbeyi yerinde bulamamam beni içten içe ağlattı.

Yapılacak bir şey yok; İstanbul gibi Kayseri'yi de aynı: "Beton dökelim; iş bitsin!"ciler bitirmiş.

Tiksindiren, yoran binalar, binalar, binalar...

Ben bu, tarihi, tarihe gömen zihniyeti ebedî anlamam, anlayamam Selim Ali. Sizin oralarda tarih, ağaçlar, kuşlar yerinde duruyor mu

Bilgin Abi, ülkemiz güzel... Ah, bir de dokunmasak, kurcalamasak diyordu. Ve o yokun bir ân önce ülkemizi şereflendirmesini can u gönülden bekliyordu. Belki bir gün o yok, var'a dönecekti; bilinir mi! Yine bir şiir rahatlığına ihtiyaç vardı.

ÜLKEME DAİR

Ülkemi soruyorsan şiir...

Dağları, denizleri, ovaları...

Yalnız... bir şey var; o yok!

Sevmek mi; âşığım âşık...

Havası, suyu bir başka...

Yalnız... bir şey var; o yok!

Nereye gitsem; hah, burası diyorum.

Burada kalırım bir ömür.

Yalnız... bir şey var; o yok!

Derdime derman oluyor; Üsküdar'a insem.

Mihrimah ve Valide Sultan'dan ezan dinlesem.

Yalnız... bir şey var; o yok!

Sorup durma; yok işte; kaç zamandır yok!