Hukukta enterkonnekte sistem

Dün akşam bizi Tuna nehrindeki Demirkapı Barajının elektriği aydınlatmış olabilir. Ya da önceki akşam Selanik limanını Fırat'ın elektriği parıldatmış olabilir.

Türkiye'nin herhangi bir yerinde herhangi bir anda kullandığımız elektrik, o sırada sisteme elektrik sağlayan bütün üretim kaynaklarının ürettiği elektriğin bir karışımıdır denilebilir.

Zira üreticilerden tüketicilere elektrik ileten hatlar çok kaynaklıdır ve çok uçludur. Hatta enterkonnekte sistem denilen bu ağlar sınır aşıcıdır. Komşu ülkelerin elektrik şebekeleri iki taraflı ya da çok taraflı anlaşmalarla -hem alıcı ve hem de verici olmak üzere- birbirlerine bağlıdır.

Ancak bunun için elektriğin ve cihazların standartlaştırılması şarttır. "Bizim standardımız kendimize göre ve öyle de kalacak" diyenin enterkonnekte olması mümkün değildir.

Benzer durum uluslararası kara, deniz ve bilhassa hava taşımacılığı için ve radyo, televizyon ve internet yayınlarının standartlaştırılması için de geçerlidir.

Bütün bunlara uluslararasılaşma ve evrensel hizmetlerde standartlaşma denir.

Başka ülkedeki enerji kaynağına ihtiyaç duyan bir devlet, o kaynağı çalmak yerine satın almak yolunu seçerse ve kendi elektrik hatlarını ve cihazlarını bu sisteme uydurabilirse düzen kurulmuş olur.

Hele satın alınan elektrik vaat edilen kaliteye uygunsa, yani mesela voltaj dalgalanmaları taahhüt edilmiş olan bant içinde kalıyorsa ya da elektrik kesintileri planlananı aşmıyorsa, mesele çözülmüş, ihtiyaç makul biçimde giderilmiş demektir.

Yani "bana ne Bulgaristan'ın yol kalitesinden" diyemezsiniz, ama haydi bunu deseniz bile "bana ne komşularımın elektrik kalitesinden" diyemezsiniz.

Maddi hizmetler böyle olduğu gibi hukuki hizmetler de böyledir veya böyle olmalıdır.

Mesela uluslararası anlaşmalarla kurulmuş olan İnterpol'ün görevi, sınır tanımadan kaçan suçluları sınır tanımadan kovalamak ve yakalamaktır.

Ancak sizin "suçlu" dediğinize, dünya, "böyle suçluluk olmaz" diyerek itiraz ediyorsa ya da en azından şüpheyle bakıyorsa durup düşünmeniz gerekir.

"Biz nerede yanlış yaptık" demek de yetmez. "Bu yanlıştan nasıl vazgeçebiliriz" diye düşünüp sorgulamak gerekir. Bunu da yolu hukukta kalitenin standardını yakalamaktır.