Ali Ferşadoğlu

Yeni Asya

"Bu milletin torunlarına kılınç çekilmez!"

Hak, hürriyet, adalet kahramanı Bediüzzaman'ı gerçek kaynaklardan araştırıp tanımayanlar, onu "hakiki cumhuriyete, meşrutiyetedemokrasiye, AB'ne" muarız zannediyor ve yanılıyor!Şanlı Osmanlı, fikren, ilmen ve teknoloji olarak yenilenemediği için güçsüz düşmüş, yedi düvelin saldırısına uğramış, işgal edilmiştir. 1923'te Cumhuriyet ilan edilmiş. 1924

Erkeğe tiyatrocu karı elbisesi yakışır mı

Bir kardeşimiz, "Elif bâ okumayan çocuğa felsefe-i tabîiye dersi verilmez. Ve erkeğe tiyatrocu karı libâsı yakışmaz: Ve Avrupa'nın hissiyatı, İstanbul'da tatbik olunmaz. Akvâmın ihtilâfı, mekânların ve aktârın tehâlüfü, zamanların ve asırların ihtilâfı gibidir. Birisinin libası, ötekinin endamına gelmez. Demek Fransız Büyük İhtilâli, bize tamamen h

"Âdetullah ve sünnetullah" aynı mânâda kullanılmış!..

İlâhiyatçı bir kardeşimiz, "22 Nisan 2024 tarihli yazınızda konu ettiğiniz sünnetullah kavramı Kur'ân'da kevni kanunlarla ilgili değil de sosyal kanunlarla ilgili gibi gözüküyor. Ne dersiniz" dedi. Evet, "âdetullah" kevni; "sünnetullah" ise "sosyal" kanunlar için kullanılması gibi bir böyle bir nüans olabilir. Fakat, İslâmi kaynaklarda aynı mânâda

Batının huzur ve mutluluğu da bize bağlı!

14. yüzyılın başın bir İslam devleti olarak kurulan Osmanlı, 15-16. yüzyıllarda medeniyeten zirveye çıkmış; 17. yüzyıldan itibaren de düşüşe geçmiş. Tanzimatla batının etkisi ve baskısı altında girmiş; 1699'da imzalanan Karlofça Antlaşması ilk kez toprak kaybıyla tescillemiştir!Ki, matbaa ilk olarak İbrahim Müteferrika tarafından getirilmiş ve 1726

İstişarenin gücü!

İslâm âlemi fikren, ilmen ve dahi hak, hürriyet, adalet, meşveret mevzularında da eski zaman köşelerinde yaşıyor!Oysa, Kur'an'da "şûra" ve "meşveret" bir emirdir: "Ve işlerde onlarla istişare et."1 'Onların aralarındaki işleri istişare iledir.'2 âyet-i kerîmelerinin tecellîsidir ve meşveret-i şer'iyedir."3 Diğer taraftan, "Eski zamanda değiliz. Esk

Tahkiki iman sahibi aldatmaz, aldanmaz!

Bilgi, ilim, aydınlanma, tahkik de ehl-i hizmetin anahtar kelimelerindendir. Bir ayette mealen, "Müminlerin velisi Allah, onları karanlıklardan nura çıkarır."1 diye beyan edilir. Peygamberimiz de (asm), "Müminin ferasetinden sakının! Çünkü o Allah'ın nuruyla bakar."2 buyururken, "Rabbimiz ben bir kulunu seversem onun gören gözü olurum, onun tutan e

Mihengimiz Risale-i Nur ve şahs-ı manevi olan UM'tir

Her hakiki Nur talebesi bilir ki, "iman, ibadet, ahlâk, ukubatta (cezai müeyyidelerde)" olduğu gibi, "Risale-i Nur sadece iman dersi değil, içtimai ders de verir."1 ve siyasi ölçü ve stratejileri de belirler.Dolayısıyla "mihengimiz" Risale-i Nur, şahs-ı manevi ve UM'tir. Ki, Bediüzzaman hiçbir şeyi, "Mihenge vurmadan almayınız. Zîra, çok silik söz,

"Sakın cemaatten ayrılmayın!"

Cemaat, sadece "topluluk, toplum" gibi kısır ve ruhsuz kelimelerle ifade edilemez; maddî-mânevî, dünyevî, uhrevî, sosyal, kültürel çok boyutları vardır.Maddî menfaat beklemeksizin cemiyet ve insanlığa faydalı olmak; hayrî, hasbî hizmetler veren gönül birlikteliği olan cemaat; aynı düşünce ve aynı ideallerle birlikte, aynı meslek, sistem, metodla ha

Farkında mıyız; "Meşrutiyet, adalet ve Şeriattır"

Bugün İslam aleminin en büyük problemi, "Hürriyet, adalet, meşveret meşrutiyet demokrasi, cumhuriyet"in yokluğudur. Ve dolayısıyla bu mefhumların Kur'an'i kaynaklarından bihaber olmalarıdır. Kimileri de imanın özelliği olan hürriyeti ateş; İlahi bir emir olan meşveret, meşrutiyetedemokrasiye "küfür rejimi" diye karşı gelir!Bediüzzaman Said Nursi, A

Pısırıklıklardan nasıl kurtulunur

"Başına vur, ensesine vur, eline vur ağzından lokmasını al!" ifadeleriyle söylenen manası "miskin, pısırık, uyuşuk, sessiz, zavallı, acınası kişi ve herkesin kolayca çattığı, azarladığı şamar oğlanı!.." manalarındadır. Sadece emekliler değil, kendini, sözde "dindar" diye lanse edilenler de şamar oğlanına nasıl çevrildiÖzellikle başörtüsü mağdurları