Alaattin Karaca

Karar

İkinci Yeni ve atonal müzik

"Türk Edebiyatı" dergisine yazacağım bir makale için "Pazar Postası"nı yeniden tarıyordum. Edebiyatla ilgilenenler bilir, "Pazar Postası" gazetesi 1956'dan itibaren İkinci Yeni şairlerinin âdeta beşiğidir. Bu şairler çeşitli şiirler, yazılar, tartışmalar ve anketlerle edebiyat kamuoyuna burada takdim edilir. Şiirde anlamsızlık, akıl dışılık, dil de

Melâli bir şair İhsan Deniz

İhsan Deniz, Mehmet Solak'la yaptığı söyleşide; "Her şeyin yolunda gittiği bir dünyada şairin eli, şiir yazmaya çok nadir giderdi" (Sevgilimdir Yazdığım Her Şiir Benim, haz. Mehmet Solak, Cümle Yay., 2016, s. 152-153) der. Aynı fikirdeyim, şiir yanlıştan doğuyor, yanlışların açtığı boşluklardan, hasretlerden, öfkelerden, acılardan Eskilerin deyişiy

Cemil Meriç'te kadın problemi

Cemil Meriç, asabi bir yazar. Asabi, pervasız, çoğu kez saldırgan ve huzursuz Farkında çırpınışlarının. Sık sık boğuluyorum der, uçurumun kenarındayım! Jurnal'leri "feryatla dolu" (J1, s. 367).Ama farkında olmak yetmez, adlandırması, nedenlerini bilmesi, köklerine inmesi, hatta olabildiğince sağaltması gerekmektedir. Bu sebeple psikanalize eğilir,

Cemil Meriç'in öfkesi ve bedbaht bir çocuk

İnsan, dünyayı önce organlarıyla idrak ediyor. Bu aşamaya 'nesnel idrak' ya da idrakin sıfır noktası diyebiliriz. Ama ikinci aşamada her birimiz varlıklara ve hareketlere kendi ruh hâlimize, zekâmıza uygun manalar veriyoruz. Bu ise öznel idrak. İşte dil, idrak sonucunda oluşturduğumuz bu öznel manaları dışa vuran en kuvvetli araçtır; mananın kabı!.

Necip Fazıl ve babası

Kişiliğin çekirdeği çocukluktadır bence. Sezai Karakoç "Köpük" adlı şiirinde der ya; "Bir insanı al onu çöz çöz çocuk olsun." Yumağı çözünce içimizdeki çocuk çıkıyor. Sanatçı da insan elbet, eseri de bir yumak, çözüyoruz, içinde bir çocuk!..Meselâ Ece Ayhan'ın dil ve iktidar karşısındaki o agresif ve marijinal tavrının, o uç eğilimlerinin arkasında

'Aylak Adam'da eksik olan

Her edebî eser, bir zamanın, çevrenin; dolayısıyla bir kültürün ürünüdür. Metin, doğduğu kültürün izlerini yansıtır. Meselâ Tanpınar'ın "Huzur"unda, Abdülhak Şinasi Hisar'ın "Fahim Bey ve Biz"inde, Yahya Kemal'in şiirlerinde bize özgü bir kültürel atmosfer; peysajlarda, insanlarda, mekânlarda, günlük hayatta, kılıkta kıyafette kendini kuvvetle hiss

Türk'ün mektebi türkü

Hep şöyle düşündüm: Modern şiir, tabiattan kopmuş, teknolojinin, kentin ve birbirine yabancı kalabalıkların ortasında kalmış insanın şarkısı, Tanrı'ya, kendine ve tabiata yabancılaşmış bir ruhun ontolojik hüznü, özlemi, yalnızlığı ve yakarışı. Türkü ise Tanrı, tabiat ve toprakla haşır neşir insanın dili, tarım toplumunun ezgisi. Türküde duyguların

Balzac'ın asıl gücü

Bazı romanlar vardır, entrikayla, şaşırtıcı, beklenmedik olaylarla çekerler okurları. Roman değil ama meselâ Ömer Seyfettin'in öyküleri böyledir. Düğüm atmada ve beklenmedik sonlar icat etmede ustadır Ömer Seyfettin. Okuru üzerinde bu türden olay örgüsü ile etki bırakır. "Vre"yi, "Kütük"ü, "Pembe İncili Kaftan"ı vb. hatırlayın. Yaşar Kemal'le Orhan

Tarık Buğra'nın 'Firavun İmanı'nda gördüğü tarih

Kurt Kanunu" ile "Firavun İmanı"nı (Kervan Yay., İst. 1976) peş peşe okudum. Önce şunu söylemeliyim: Tarihî bir olayı anlatmada roman türünün imkânları tarih bilimine göre daha çok ve daha etkili Çünkü tarihçi belgeye mahkûm ve mecbur, belgeyi tâbi olmak zorunda, belge yoksa konuşamaz. Ayrıca hayat ve insan, belgelerde daima eksik ve ruhsuzdur, vak