Altan Çetin

Yenisöz

Türk umranında medeniyet ilkesi olarak hukuk yahut Hindistan'da Türkler

p class"MsoNormal" style"margin-bottom:0cm;margin-bottom:.0001pt;text-align: justify;text-indent:35.4pt;line-height:normal;mso-layout-grid-align:none; text-autospace:none"Hindistan denildiğinde uzaktaki egzotik bir ülkeden fazlasından bahsettiğimizi bilmeliyiz. Hindistan, ülkemizdeki genel tarih ilgisizliği ve Umumi Türk Tarihi bakış açısı eksikli

Kadın cinayetleri yahut ontolojik ikiyüzlülük (2)

İnsanlık temelinde eşdeğer ya da eşit olan kadın-erkek ilişkilerindeki gerilimler ne yazık ki her zaman makuliyet ile sonuçlanmıyor. Güç unsuru kendisini ortaya çıkararak zihnini kendi meşru bahanelerine kaptıran taraf diğerini burada genelde kadınlar nesneleşiyor, susturmakla meseleyi maalesef cana kıyarak çözüyor. Ne yazık ki bu olaylarda ileri s

Kadın cinayetleri yahut ontolojik Kendöz ikiyüzlülüğü (1)

Kadın ve erkeği eşleyen şey onların kendi yapılarına dair özelliklerinin yarışmasından değil insan olmak üst kimliğinden kaynaklıdır. Toplum şüphesiz ontolojik varoluşun kaynağı Tanrı'nın bildirdiği üzere insan olmak müşterekinde kadın ve erkek birliğinden oluşur. Burada mahiyet olarak insan olmak birliği söz konusudur. İşte bu birlik bize varlıkta

Satuk Buğra Destanı ve Dede Korkut Hikâyelerinde Hızır

Hızır İslamî dönem Türk kültürünün dini inanış şubesinde sıklıkla karşılaşılan bir unsurdur. Türklerin hayatına İslamiyet ile birlikte giren bu Hızır meselesi inanç kilimimizin farklı alanlarında kendisini gösterir. Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:"Resûlullah (aleyhissalât vesselâm) buyurdular ki: "Hızır'ın Hızır diye isimlenmesi şurada

Türk okçusu hangi özellikleri taşımalıydı yahut kendözün keşfi

Türk okçuluğu tarihin içinden zamanımıza kadar ulaşan bir kültür değerimiz olarak hayatımızda varlığını sürdürmeye devam ediyor. Hun ve Göktürk çağı sonrası İslami devirde de Selçuklu, Memlûk ve Osmanlı devirlerinde süreklilik ve faal bir gelişme içinde okçuluk malzeme ve töre olarak kendisini devam ettirdi. Osmanlı dönemi Selçuklu-Memlûk çizgisind

Toplum-şehir Kendözümüz yahut medeniyet mantığımızı dış yapısına bakış

Modern zamanlar insanı toplum içinde pek çok menşeden beslenen sebeple kendi varoluşunu temellendiriyor. Bunlarda seküler ton arttıkça insanın mana arayışı ve sancısı derinleşiyor. Bir bütünlük ve mantık içinde kendisine bakamayan ve bilemeyen insanlık meçhule gidiyor. Medeniyet mantığı demiştik; bu yapıyı oluşturan şeylerinunsurların ne idüğünü ve

Medeniyet mantığı yahut kendöz mantığımızın yolunda

Mavi Gök Yağız Yer Medeniyet meselesi esasında bir kendöz konusudur. Bu konunun doğru anlaşılması ve bilinmesi için şüphesiz kendöz mantığımızın sağlam olması zarureti vardır. Mantık demişken bundan kasıt nedir Şüphesiz o şeyi var eden parçaları basitten bütüne doğru tutarlı ve gerçek manada bilmeyi sağlayacak, ölçüt, yöntem, ilke ve kavramlar gibi

Nevzat Kösoğlu'yla milletkültür yahut medeniyetçi Kendözü düşünme

Kendözümüzün şüphesiz tanındığı alanlardan biri de insani ferdiyetimizin mecmua halinde yapı ve kimlik bulduğu toplum ya da millet kavramlarıdır. Kendilik, biz ve ben kavramları medeniyetin esası olan toplum bu yolla kendi muhteva ve içeriğini tanır. Millet işte bu insani yapının kimlik bulmuş halidir. Ortak olan etrafında oluşan bu yapı kültür üze

Malik b. Nebi ile medeniyetçi milliyetçilik yollarında

p class"MsoNormal" style"margin-bottom:0cm;margin-bottom:.0001pt;text-indent: 35.4pt;line-height:normal;mso-layout-grid-align:none;text-autospace:none"Toprak, nasıl bize her yıl mütemadiyen, tohum sahibi oldukça ve onu ekmeyi bildikçe kendi iç şartları ve dış şartlarının uygunluğu ve imkânı nispetinde, ekip biçtiklerimizi yeniden ürüne dönüştürme

Kendözün ferdiyeti ve müştereğin milleti

İnsan bir bilinç varlığı olarak mesuliyeti kendisine yüklenmiş haldedir. Kendöz işte bu hal üzerinden teşekkül eder. Nurettin Topçu "Milliyet kökleri olan ferdî ruhun samimi hareketlerine bağlanmadıkça ve bu ferdî ruh da bir dinin temelleri üzerinde kurulmadıkça sade siyaset ve idarenin vasıtası haline girer, her devrin siyasetine, memleketin idarî