Ayşe Emel Mesci

Cumhuriyet

Tedirgin bir yeni yıl

Farklı kültürlerde, farklı coğrafyalarda çeşitli biçimlerde karşılansa da "yeni yıl" kutlamaları ortak ve değişmeyen bir beklentiye yanıt oluştururlar: yenilenme; eskiyenin, yıprananın yerini "yeni"nin alması...Bu nedenle, kim ne derse desin, yılbaşını kutlamak hem güzel bir şeydir, hem de en kadim geleneklere son derece uygundur. Yeni gelen yılı k

Ankara'da iki oyun...

Bir süredir "Bu nasıl Ankara" dedirten hava, sonunda aralık ayı normaline döndü ve ısırgan soğuk kendini hissettirmeye başladı. Bir süredir Ankara'dayım, bu arada izlediğim iki ilginç Ankara Devlet Tiyatrosu yapımıyla ilgili izlenimlerimi sizinle paylaşmak istiyorum.Kim ne derse desin, kim ne kadar örselemiş olursa olsun, Devlet Tiyatroları'nın ne

Kültür birikimimizi kucaklamak

Avrupa'da Tuncel Kurtiz ile birlikte kurduğumuz Halk Oyuncuları Tiyatrosu'ndaki deneyimlerimden bu yana, kendi kültürel köklerimizi, yani Anadolu denen coğrafyanın kültürel birikimini araştırmak, "Buradan yeni bir sahne plastiğine yürünebilir mi" sorusuna yanıt aramak sahne çalışmalarımın ana eksenlerinden biri oldu. Bu arayışta benim açımdan belir

'Reyting mi önemli sanat mı'

Başlığı ödünç aldığım Prof. Dr. Üstün Dökmen, 5 Kasım tarihli Cumhuriyet Pazar'da diziler hakkında ilginç bir yazı kaleme alıp bence sanatın günümüzdeki en yakıcı sorunlarından birini gündeme getiren bir soru sordu: "Reyting mi önemli sanat mı".Günümüz dünyasındaki televizyon dizileri arasında Türk dizilerinin önemli bir yer edindiğini ve bununla g

Cumhuriyet yüz yaşında

Yüz yıl önce Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi... Katiyen bugünkü gibi şatafatlı, konforlu, teknik imkânlarla donatılmış bir meclis binası değil. Ama işlevi bugünkü meclisle kıyaslanamayacak kadar önemli. Kurucu bir meclis ve kurucu bir kuşak söz konusu. Başlarında da yürünen yolu ilmik ilmik ören bir strateji dehası ve bir irade simgesi: Must

Sansür ve sanatın gücü

İnsanlık yepyeni bir iletişim çağında yol alıyor. İletişim araçları o denli çeşitlendi ve evrensel bir nitelik kazandı ki basının, edebiyatın, sanatın korkulu rüyası olan "sansür" artık tarihe karıştı diye düşünülebilir. Öyle ya bırakın sınırlar ötesini, kıtalar ötesi, okyanuslar ötesi haberleşmenin, dünyanın öteki ucunda neler olup bittiğini öğren

'Düşünen adam'dan 'makineleşen insan'a

Hesiodos'un İşler ve Günler adlı yapıtında (çev. Azra Erhat ve Sabahattin Eyüboğlu, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi) yer alan "Soylar Efsanesi" bölümünde, insanlığın ortaya çıkışından beri beş çağ yaşandığı, beş farklı insan soyunun birbirini izlediği söylenir: Altın soyu, gümüş soyu, tunç soyu, kahramanlar kuş

Hayatımızı çalan eylül

"Dilek Taşı" isimli bir dizi başladı. Reklamlarına denk gelmiştim, 12 Eylül dönemini anlattığını görünce izlemeye başladım. Dizinin 1. bölümünün başlığı: "Hayatımızı çalan eylül." Ne kadar doğru...KARA MİLATYine bir eylül ayından geçiyoruz. Geriye dönüp baktığımda, 43 yıl evvelki o uğursuz tarihin öncesi ve sonrasıyla hayat tarlasına nasıl Azrail'i

Belleksizleşmeye direnmek,

"100. yılını kutlamaya hazırlandığımız Cumhuriyetin kuruluşuna giden yoldaki en önemli kilometre taşlarından biri, belki de birincisi Büyük Taarruz'la gelen 30 Ağustos zaferidir. Bu zafer, on yıl sürmüş savaşların ardından bitap düşmüş bir halkın, inancını herkese aşılamayı bilmiş siyasi ve askeri bir dehanın, Mustafa Kemal'in önderliğinde silkinip

Umudumuz çelişkilerdedir,

"DTCF Tiyatro Bölümü'nün değerli hocalarından, 2017 yılında KHK ile görevinden ve öğrencilerinden uzaklaştırılan Süreyya Karacabey, 14 Ağustos tarihinde Artı Gerçek'te önemli bir yazı kaleme aldı: "Brecht'in Önlenemez Ölümü." Bu yazının bende uyandırdığı düşünceleri, belleğimde canlandırdığı Brecht'li anıları paylaşmak istedim.60'LARDA BRECHTTiyatr