Ara transferlere hiç sıcak bakmam, bakmadım... Ya elde kalmışlardır, ya defoları, ya da kronik sakatlıkları vardır! Ne var ki Beşiktaş son dakikada da olsa iki nokta atışı transfer yaptı. Öyle sanıldığı gibi boş değiller, değerliler.
Kasadan ne çıkmış, çıkmamış, beni fazla ilgilendirmiyor. Gelenlerin kalitesine, kalibresine bakarım. Örneğin Ernest Muçi, eğer takıma uyum sağlarsa ki, sağlar, sezonun en iyi transferlerindendir bence. İki ayağını da eli gibi kullanıyor, uzaktan şutları var. Teknik kapasitesi çok yüksek, çalım atıyor. Beşiktaş'ta vitrine çıkar, Avrupa'yı peşinden koşturur. 22 yaşında olması da büyük avantaj. Transferde Kartal'a büyük rakamlar kazandırabilir. Diyeceksiniz ki, her güzelin bir kusuru vardır, eyvallah! Muçi'nin savunma yönü bir zayıf olsa da, hücumda çok aktif, bu anlamda fark yaratan bir krampondur.
Bir milyon euroya kiralanan Al Musrati'nin 11 milyon euroluk satın alma bedeli sizleri ürkütmesin, bu da onun ne denli kaliteli olduğunun en büyük göstergesidir. Al Musrati çok iyi bir orta saha, defansif anlamda eline kimse su dökemez. Beşiktaş'ın orta sahadaki defansif eksikliğini kapatır, yetmez mi Fernando Santos'un sahadaki lideri olmaya en büyük adaydır. Bir maça bakarak, ikisini de kantara çıkarmak pek doğru bir yöntem değil, bekleyip, görmek lazım, yani uyum süreci tamamlanmalı.
Rüzgarı bile yetiyor!
Futbol temaslı oyundur, eyvallah... Elbette sporcu sağlığı her şeyin önünde gelir. Ancak bazen öyle kareler görüyoruz ki, ağzımız bir karış açık kalıyor! Hani şu yüze gelen eller var, hakemler haklı olarak faul çalıyorlar. Ancak rakibin eli bazen değmiyor, rüzgarı geliyor, pat kendisini yer atıyor bazı oyuncular, işte bu olmaz, centilmenliğe aykırı! Oyuncu değişimlerinde "en yakın mesafeden sahayı terk eder" kuralı da lafta kaldı, uygulayan hakem yok maalesef!