Müsrifliğin mâliyeti millete!

TESBİT

Tam da âlây-ı vâlâ ile "kamuda tasarruf paketi"nin ilân edildiği süreçte 9 Temmuz 2018'de devreye giren "Türk tipi sistem"de israf ve şatafatta vahim savrulma sürüyor.

Tesbit şu ki AKP iktidarında Cumhurbaşkanlığı'nın 2022 yılda 5 milyar 363 milyon 434 bin lira harcadığı ortaya çıkarken, Cumhurbaşkanlığı'nın sadece 2024 yılı bütçesi 12 milyar 283 milyon 843 bin lira tahsisi yetmiyor.

Bir yandan sanki yirmi iki yıldır iktidarda değillermiş gibi Cumhurbaşkanı, Yardımcısı, bakanlar ve parti sözcüleri tuhaf bir tecâhül-ü ârifle "kamuda israf yapmayalım" çağrılarında bulunurken, diğer yandan masrafı yüzde 52 artışla bir dakikada 53 bin lirayı bulan 1050 odalı Sarayla yetinmeyip yüz milyarlarca masrafla yazlık-kışlık Saraylara yenileri eklenmesi çarpıklığına devam ediliyor. Meclis'te milletvekillerinin bütün ısrarlı sorularına rağmen "gereği kadar vardır" diye ısrarla sayısının bildirilmediği uçak ve helikopterlerden oluşan uçak filosu, ABD'ye, Körfez ülkelerine ve Almanya'ya bazen biri makam araçlarını taşımak üzere beş uçakla gidilmesi müsrifliği tartışılırken en son Cumhurbaşkanlığı koruma maliyetinin üçe katlanması dikkat çekici.

Görünen o ki vahim israfın faturası yine vatandaşlara ödetiliyor. Bundandır ki ekonomistler, devletlûlerce peşpeşe çıkarılan "tasarruf genelgeleri"nin akıbetsizliğini buna bağlıyorlar; tasarrufa en evvel iktidardakilerin uyması gerektiğini bildiriyorlar.

Aksi halde "halka verir talkını (telkini), kendi yutar salkımı" misâli "kamuda tasarruf" da hep havada kalıyor.

VAZİYET

Sırıtan siyasi operasyon...

Saray iktidarı, yıllardır iktidar partisi belediyelerinin yığdıkları, seçim öncesi hatta giderayak yandaşlara kıyak ihaleleri peşkeşle katladıkları borçlarının tahsilini kaybettiği sözkonusu belediyelerden çıkarmanın peşine düşmüş.

Başta "beşli çete" olmak üzere dolar garantili, Hazine güvenceli, Londra mahkemeleri tahkimli "yandaş şirketler"e yüz binlerce milyarın mâliyetinin on katını aşan çeyrek asra varan peşkeş çekilmesine; araç geçişi sayısı garantili köprülere-tünellere, hasta sayısı teminatlı hastanelere, tek bir uçağın inmediği yolcu garantili havaalanlarına sadece 2024 bütçesinden 162 milyar 435 milyon lira olmak üzere 244 milyar hebâ edilmesiyle kamu kaynaklarının peşkeşe bakmadan gözünü muhalefet belediye başkanlarının odalarındaki sandalye ve sehpalara dikmiş. O denli ki muhalefet belediyeleriyle "ödeme anlaşması"na yanaşmayıp medyanın çağrıldığı baskın ve hacizler artık sıradanlaşmış. Tarsus Belediyesi haciz işlemiyle Belediye Başkanı'nın makam odasındaki eşyalarının haczedilmesi bunun son hâdisesi. Ancak çarpıcı olan, bu kez haciz sırasında AKP ilçe Başkanı'nın da hazır bulunup memurlara "alın bunları!" diye tâlimat vermesi. Belli ki Cumhurbaşkanı'nın şikâyet ettiği "tek parti devri"ni aratan haliyle valilerin yetkilerini partinin il başkanlarının, kaymakamların yetkilerini ilçe başkanlarının kullandığı, memurlara tâlimat verdiği "tek parti dönemi" bütün ağırlığıyla dayatılıyor. Ve belediyelere haciz baskınlarının da tam bir siyasi operasyon olduğu her haliyle sırıtıyor. Yazık...