Yeni Asya hep hakkı savundu

Yeni Asya, hep Bediüzzaman'ın matbuat için temel fonksiyon olarak bildirdiği "hâtibü'l umumî (umum adına herkese hitap eden)" ve "mürebbiyül'l efkâr" (fikirleri terbiye edip olgunlaştıran)" yayıncılığını yaptı; hep "dellâlül mehâsinü ve'lmeâyib (kamu adına doğruları ve yanlışları, iyilikleri ve ayıpları ilân ve ikaz eden) oldu.

"İslâm ahlâkını sarsan, efkâr-ı umumiyeyi perişan eden ve içtimaiyatı teşviş edip (karıştırıp)" siyaseti saptıran tezvirata karşı içtimâiyatta "bedraka-i efkâr" olup fikirlerin delili, kılavuzu, rehberi, yol göstericiliğini hakkıyla yerine getirdi, hep gerçekleri yazdı.

Hiçbir hâricî tesir altında kalmadı. Hiçbir dış baskıya, ifsad şebekelerinin oyununa gelmedi. Hiçbir çıkara kapılmadı. Yanılmadı, yanıltmadı. Her zaman milletin müşterek umumî kalbinden tarafsızca çıkan kanaatin tezâhürüne fedâkârane gayret etti...

Hep tepeden inmeci keyfîliklere karşı durdu. Demokrasiyi, hak ve hürriyetleri katleden darbe ve ara dönemlerde milletin hakkını ve hukukunu muhâfaza etti. Her devirde "rey-i vahide (tek kişilik yönetime) karşı demokrasiyi, hak ve hürriyetleri, âdâlet hakikatini savundu; zulme ve zâlime karşı hakikati haykırıp mazlumun, mâsumun, hakkın, hukukun müdafii oldu.

YENİ ASYA, İLMÎ VE FİKRÎ MUHALEFET YAPTI

Yeni Asya, Bediüzzaman'ın Osmanlının son devrinde Kur'ân tefsiri Nur Risaleleri'nde beyân ettiği "istibdat tahakkümdür, muâmele-i keyfiyedir, kuvvete istinad (dayanmak) ile cebirdir, rey-i vahiddir tek adam diktasıdır, sû-i istimalâta gayet müsâit bir zemindir, zulmün temelidir, insaniyetin mâhisidir mahvedicisidir" diye takbih ettiği, Kur'ânî "adalet düsturu" esaslı demokratik irâdeyle demokrasi ve hukuk dışılığa karşı kararlı duruş sergiledi.

Vatana, millete, ecnebî hesabına millet iradesine, demokrasiye, hukuka vurulan darbelere karşı inanç ve kararlılıkla demokratik direnişinde hep haklı çıktı.

1960 ihtilâline karşı Yeni Asya'nın öncüleri Zülfikar, Uhuvvet, İttihad gazeteleri durmuştu. Demokrasiyi inkıtaa uğratan 12 Mart (1971) muhtırasına, demokrasiyi katledip temel hak ve hürriyetleri kelepçeleyen 12 Eylül (1980) darbesine karşı 470 gün kapatılması pahasına demokrasi ve hukuk mücadelesini verdi. 12 Eylül darbesi ortamında zulme, haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı mücadelesini sürdürdü.

"15-20 TEMMUZ DARBESİ"NE KARŞI...

Bütün darbelere ve ara dönemlere karşı demokratik direnç gösteren Yeni Asya, "karargâh"a doluşup demokrasi dışılıkları bürokratlara, üniversite rektörlerine, öğretim üyelerine, yüksek yargı mensuplarına, iş adamlarına, sendika ve medya temsilcilerine dakikalarca ayakta alkışlatılan "28 Şubat postmodern darbesi"nin içyüzünü ifşa eti.

28 Şubat'ta başta imtiyaz sahibi merhum Mehmet Kutlular olmak üzere on yazarının hapis cezâsına çarpıtılmasına mukabil hakkı müdafaadan asla vazgeçmedi.

15 Temmuz kalkışması bahane edilerek dayatılan "20 Temmuz süreci"yle "tek imzalı" OHAL KHK'leriyle hiçbir demokratik ülkede itibar edilmeyen sahte ihbarlarla, "istihbarat jurnalleri"yle, hukukta kıymeti olmayan "irtibat ve iltisak"la, milyonlarca masumun ağır mağduriyetlere duçar edilmesine mukabil demokrasi ve hukuk mücadelesinde asla tâviz vermedi.