Kolajen kökeni yunanca olan ve yapıştırıcı bağlayıcı anlamına gelen kolla kelimesinden türemiştir. Kolajenin ilk aklımıza gelen özelliği cildimizin gergin ve genç görünmesini sağlamasıdır. Oysa kolajen vücudumuzda ciltte olduğu kadar eklem, kemik, kas, kornea, damar, tırnak saç ve dişlerde de bulunur. Vücudun yapısal iskeletini oluşturan önemli bir proteindir. Aslında kolajeni, dokuları bir arada tutan ve destek sağlayan güçlü bir yapıştırıcı gibi de düşünebilirsiniz.Kolajenin yapısıKolajen vücudumuzdaki bağ dokusunun ana hücreleri olan fibroblastlar tarafından üretilir. Esas olarak glisin, prolin ve hidroksiprolin gibi amino asitlerden oluşur. Aminoasitler proteinlerin yapı taşıdır. Bu saydığım aminoasitler aynı zamanda kas ve tendonlar, saç, deri, kemik başta olmak üzere kolajenin mevcut olduğu vücut parçalarının güçlü ve esnek olmasını sağlayan yapı taşlarıdır. Kolajeninizin yeterli miktarda olması cildinizin diri ve genç görünmesine, damarlarınızın esnek, saçlarınız parlak ve kırılmaya dayanıklı, tırnaklarınızın, kemik ve eklemlerinizin sağlıklı ve sağlam olmasına da yardımcı olur. Kolajenin birçok farklı tipleri vardır bunlardan en sık rastlanılan ilk 4 tipi yerine göre farklı özellikler taşır.Tip 1 KolajenVücutta en fazla bulunan kolajen tipidir. Bağ dokularında bulunan en yaygın tiptir. Tendonlar ve ciltte bulunur, cildi korur, elastikiyetini sağlayıp yaraların kolay iyileşmesini sağlar.Tip 2 KolajenKıkırdak oluşumunda etkilidir. Bu nedenle eklem sağlığı açısından oldukça faydalıdır. Eklem ağrılarının tedavisinde etkilidir. Omurgamızı oluşturan ve omur adı verilen kemiklerin arasındaki disklerin yapısında da bu tip kolajen bulunur.Tip 3 KolajenOrganları ve cildi oluşturan hücre dışı matriksin ana bileşeninden oluşur. Cildin sıkılığının korunması ve cilt esnekliğinde aynı tip 1 kolajen gibi etkilidir. Organların, kasların ve arterlerin yapısını destekler. Damar sağlığı için de önemli olan bu kolajen tipi damarlara elastikiyet kazandırır.Tip 4 KolajenSindirim ve solunum yüzeylerini oluşturur. Cildin derin katmanlarında yer alan tip 4 kolajen, organları çevreleyen bazal zarın oluşumunda etkilidir.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6726587;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6726587;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlardr-demet-erciyesgencliginizi-kolajenle-sabitleyin-6726587' });Kolajeni azaltan sebeplerYaşYaş ilerledikçe vücuttaki kolajen miktarı azalır. Üretimi düşer. Kolajen otuzlu yaşlardan sonra her yıl yaklaşık 1 kadar azalır. Böylece yaşlanmanın kaçınılmaz belirtileri ortaya çıkar. Biz bunu dışarıdan en belirgin şekilde ciltteki sarkma ve buruşmayla gözlemleriz.SigaraTütün kullanımı ve bunların arasında en sık tüketilen sigara cilt yaşlanmasında da birincil etkendir. Kolajenin azalmasına sebep olur yaşlanmayı hızlandırır.StresStres tüm vücudu olduğu gibi hücreleri de strese sokarak yaşlanmayı çabuklaştırır. Stres hormonal dengeyi bozar. Vücutta stres hormonu olan kortizol üretimini artırır. Tüm bu değişiklikler kolajen üretiminin de azalmasına sebep olur.UykusuzlukUykusuzluk da kolajen üretiminin azalmasına sebep olur. Vücudumuz detoksunun büyük bölümünü uykuda gerçekleştirir. Uyku bozukluğu stresi tetiklediği gibi hormon dengesini de bozar. Metabolizmayı olumsuz etkiler.GüneşGüneş kolajen azalmasına yol açan hatta doğrudan cildi yaşlandıran en önemli etkenlerden biridir. Bu nedenle cildi güneşten korumak, uzun süre güneşe maruz kalmamaya dikkat etmek gerekir.Kötü beslenmeKötü beslenmeden kastettiğim paketlenmiş, katkı maddesi bol gıdalar, işlenmiş etler, karbonhidrat oranı yüksek gıdalar, beyaz un, şeker, abur cubur