"Şahsım Devlet" iktidarının "Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti" olan Cumhuriyet Rejimi'ne karşı topyekûn saldırısı devam ediyor.
Bu rejimden en çok yararlanan ve bu nedenle de bu rejimi en çok savunan kadınlar, kendilerini ikinci sınıf vatandaş sayan tarikatlara hoş görünmek isteyen iktidarın hedefinde.
Kadına şiddete karşı mücadele gününde, kadını şiddetten koruyan İstanbul Sözleşmesi'nden tek imzayla çıkan iktidarın sınırlamaları ve kısıtlamaları nedeniyle, hem ulaştırmada hem de ifade özgürlükleri konusunda gereksiz ama ciddi sorunlar yaşandı.
Aynı gün, kadınları özgürleştiren Belediye Kreşleri'ne karşı iktidarın engelleme çabası, gündemin başına oturdu:
Tarikatlarla işbirliği yapan Yusuf Tekin'in yönettiği Milli Eğitim Bakanlığı'nın uyarısı üzerine, İstanbul Belediye Başkanlığı seçimini kaybettikten sonra Bakan yapılan Murat Kurum'un başında olduğu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın belediyelerdeki kreşleri engelleme yazısı manşetlerde öne çıktı.
Tam bu sırada iktidarın tetikçiliğine soyunmuş olan Akit TV'de, "Türkiye'nin IŞİD emiri" olarak dört kez tutuklanan, en son "kaçma şüphesi bulunmadığı" gerekçesiyle serbest bırakılan, "Ebu Hanzala" kod adlı Halis Bayancuk, açık açık laikliği hedef aldı ve Akit TV de açıkça Anayasa suçu işledi.
Bayancuk "Laiklik Allah'a kafa tutma biçimidir.
Çünkü din ile devlet işlerini birbirinden ayıralım dediğiniz zaman, Allah bizim devletimize müdahale etmesin demiş oluyorsunuz, bu da kulluğun özüyle bağdaşmayan bir şeydir" dedi.
Bayancuk laikliği savunanlara da "kâfir" dedi:
Önce "Din ile dünyayı ayıran, egemenlik hakkını Allah'tan alanların, kâfir olduklarını söylüyor Kuranıkerim de. Zalim olduklarını söylüyor" dedi.
Programcı Coşkun "Oy verenler de kâfir midir" diye sorunca Bayancuk "Oy verme eylemi bir küfürdür" dedi.
Peki bu arada RTÜK ne yapıyordu
Cumhuriyet'in haberine göre,