"Ateş olmayan yerden duman çıkmaz" sözü var ya, konu Trabzonspor olunca bu sözün açılımı galiba şöyle, "Önce duman çıkar, ateş yoksa da bir süre sonra o duman, ateşi yakar." Bugüne kadar kaç kere aynı filmi izledim hatırlamıyorum ama onlarca diyebilirim. Önce bir dedikodu duyarsın "X'in, Y ile arası bozukmuş." Bakarsın hiç de öyle görünmüyor ama yine de için rahat etmez, muhataplarına sorarsın. Asla öyle bir durum yok.Sonra adım adım o dedikodunun gerçekleştiğini izlersin. Yani duman, ateşi yakmayı başarır. Bu süreçte de kimse ne X'e ne de Y'ye, "Yahu siz ne yapıyorsunuz İkiniz de birer adım geri atın çözülsün mesele" demez. Çoğu zaman ortadaki mesele de esas itibarıyla incir çekirdeğini doldurmayacak cinstendir. Ama duman çıktıysa çaresi yok, o ateş yanmalıdır. Herkes de üfler. Çünkü durağanlık camianın asla kabul edeceği bir durum değildir; aksiyon lazımdır ahaliye...Tarih boyunca yukarıdaki tabloda X başkan, Y asbaşkan olmuştur. Bazen eğer hoca güçlü bir figürse X başkan veya asbaşkan, Y de hoca...Aklınıza gelecek hemen her camianın önemli isminin yer aldığı yukarıdaki hikâye örneği vardır Trabzonspor camiasında. Ve her kimse bu camianın derinleri, bütün bu olan biteni durdurmak, taraflara geri adım attırmak yerine, dumanın boşa çıkmadığını göstermek için uğraşırlar. Bu derinlik mi sığlık mı Bilmiyorum...Yine dumanın gözle görülür biçimde tüttüğü ama taraflara sorduğunuzda, ateşin olmadığını düşüneceğimiz