Erol Manisalı

Cumhuriyet

Karadeniz, Doğu Akdeniz, Körfez üçgeni

Şeytan ya da refah üçgeni arasında gidip gelen bir bölge: Türkiye de tam ortasında. Karadeniz'in de Doğu Akdeniz'in de Ortadoğu'nun da geçiş kapısı. Üç uygarlığın, savaş alanının ya da ekonomik refahın yolu.Ve aynı zamanda dinlerin, petrolün, doğalgazın ve ticari malların vazgeçilmez kapısı. Dinciler de petrolcüler de göçmenler de bu şeytan üçgenin

Beyrut, Kıbrıs ve Hatay'ın güneyi

1975-1980 Lübnan iç savaşı sırasında, o zaman Ortadoğu'nun Paris'i sıfatı bile yakıştırılan Beyrut'un kaçakçıları ve mafya patronları Kıbrıs Adası'na göçtüler. Bölgesel uyuşturucu, silah ve sigara kaçakçılığını buradan yürütmeye başladılar.KKTC yoktu, ortak "Kıbrıs Cumhuriyeti" vardı. Atina'daki faşist Albaylar Cuntası'ndan Makaryos'un yakın çevres

Türkiye'de 'devletin özelleştirilmesi'

Türkiye'de AKP iktidarı döneminde devlet (ve kamu sektörü) hızlı bir biçimde özelleştirildi:Kamu sektörünün elindeki tarımsal, ticari, mali, endüstriyel içerikli hemen hemen tüm kurumlar (ve şirketler) özelleştirildi.a) Yabancılara satıldı.b) Yandaşlara ve dini örgütlere devredildi ya da kapatıldı. Kamunun ve yerel yönetimlerin elinde bulunan taşın

Siyasal İslamın 'kültürel egemenlik' açmazı

Zaman zaman R.T. Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi, "doğal kültürel egemenlik" boyutunda, siyasal İslam egemenlik kuramıyor. Siyasal ve ekonomik olarak iktidar gücünü elde etseler bile kültürel olarak bu egemenliğe ulaşamıyorlar.Çünkü Avrupa odaklı çağdaş uygarlık değerlerine varıncaya kadar insanlık damla damla, süzüle süzüle, bireysel özgürlüklerde

AKP'nin 'bozarak değiştirmek' stratejisi

AKP, iktidarını ve iktidarda kalmayı, "bozarak değiştirmeler" üzerine oturtmuştur. İşin doğası gereği de böyle olmak zorundaydı: Cumhuriyete, Atatürk devrimlerine, çağdaş demokrasiye, çağdaş demokrasinin getirdiği eğitim düzeyinden kadın-erkek eşitliğine: çağdaş sanat ve kültürel değerlere karşıysanız: hepsine siyasal İslamcı bir pencereden bakıyor

Kaos ortamında seçime girerken olasılıklar ve Enes çocuk...

Ekonomik kaosun yaşandığı, iktidarın otoriter ve hukuk dışı uygulamalarını yaygınlaştırdığı bu ortamda, seçim olasılıkları şunlardır:- Muhalefet işi gerçekten sıkı tutar ve iktidar eline geçirdiği güç odaklarını aşırı ölçüde istismara yeltenmez ise AKP-MHP koalisyonu düşer, yeni ve çok farklı bir koalisyon gelir. Aşırı haksız rekabetin bulunmadığı

AKP döneminde siyasal İslam-vahşi kapitalizm işbirliği

AKP iktidarı 2002'den bu yana yürüttüğü uygulamalarla, gerçekten "kendine özgü" ilginç (ve tuhaf) bir yapı oluşturdu:- Siyasal İslam ve vahşi kapitalizm ayakları üzerine oturtulmuş, farklı bir karma ekonomi uyguladı. Geleneksel anlayışta "devlet-özel sektör" ayakları üzerinde denge kurularak yürütülen düzen yerine, devletin içine parti yerleştirile

İstanbul mu Uçakta pilotların kavgası bir çılgınlıktı

AKP iktidarının İstanbul ile giriştiği amansız kavgadan en büyük zararı halk (ve demokrasi) görüyor. Yararı da Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı, çıkar kavgası içinde olan devletler ve demokrasi düşmanı dinci örgütler sağlıyorlar.Tek adam rejiminin getirmiş olduğu bozulma ve çürümeler, toplumun üzerine inanılmaz ekonomik, sosyal ve hukuki bedelle yansım