İmam hatiplerdeki dert

Türkiye'de uzun yıllar 'imam hatip okulları' tartışması yaşandı.

Bu okullara itiraz edenlerin öne sürdükleri bahane, "Bu kadar 'cami imamı'na ne ihtiyaç var" şeklindeydi. Çocuklarını bu okullara gönderenlerin çoğunun maksadı ise çocuklarını 'cami imamı' yapmaktan ziyade; "Hem okul okusun, hem de dinini ve diyanetini öğrensin" düşüncesiydi. İHL'lere itiraz edenler bunu bir türlü öğrenemedi ya da kabullenemedi.

Tabiî ki inişli ve çıkışlı bir eğitim seyir takip eden imam hatip okulları, bugün de çok rahat değil. Elbette geçmiş senelerdeki 'engeller' ortadan kalktı, ama eğitim 'kalite'sinin idarecileri ve velileri tatmin etmediği de bir sır değil. Yüz binlerce öğrencinin okuduğu imam hatip okullarında 'beş vakit namaz kılan'ların nisbetinin gayet az olduğu gazete haberlerine konu olmuyor mu

Elbette hadisenin bu noktalara geleceği çok önceden belliydi. Sadece okul ve öğrenci sayısıyla övünüp, 'İslâm dininin emir ve yasaklarını hayata aksettirme'yi ikinci plana atmak iyi netice vermedi. Belki de 30 yıl önce, o zamanın ilâhiyat fakültesi öğretim üyeleri konu ile ilgili toplantılarda uyarılarda bulunmuş ve "İHL'lerdeki öğrenci kalitesi, normal liselerden daha kötü duruma doğru gidiyor" diye ikazlarda bulunmuşlardı. Elbette bu ikazları dikkate alan olması ve bugünkü tablo ile karşı karşıya kaldık.

Peki, nedir bugünkü tablo Yeni bir haber şöyle: "(İstanbul'da düzenlenen Din Eğitiminde Kur'ân-ı Kerim Öğretimi Çalıştayı) Kur'ân-ı Kerim tilâavetiyle başlayan çalıştayın açılışında konuşan İstanbul İl Millî Eğitim Müdür Yardımcısı Ahmet Yapıcı, saha araştırmalarında karşılaştıkları sorunlardan birinin, imam hatip okullarında ya da seçmeli din derslerinde Kur'ân-ı Kerim öğretimi olduğunu, bunun çözülmemesinin öğrencileri imam hatip okullarını tercih etme noktasında olumsuz etkilediğini söyledi. Öğrencilerin, Kur'ân-ı Kerim dersi sebebiyle imam hatip okullarından nakil aldırdığını aktaran Yapıcı, "Kur'ân-ı Kerim öğretimi konusu öğrencilerin nazarında bir problem gibi gözüküyor. Bunları görmezden gelemeyiz, suçu da hiç kimseye atamayız. (...)" ifadelerini kullandı. (...) Yapıcı, Türkiye ve İstanbul genelindeki seçmeli ders oranlarına bakıldığında en düşük oranın Kur'ân-ı Kerim dersi olduğunu vurguladı."