Nezaketin adı kabullenme mi!

Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı gibi davranmaya başlaması sonrasında Millet İttifakı'nın diğer unsurlarının bu tavra ilişkin nasıl bir "tavır" alacağı epeydir gündemi meşgul ediyor. Her kafadan farklı bir ses çıkıyor. Herkes kendi kaynağına göre bir şey söylüyor. Özellikle İyi Parti'nin tutumu merak edildiği için kimileri "İyi parti destekliyor" diye yazıyor, kimileri" İyi Parti desteklemiyor" diye. Şimdi de "İyi Parti ve Saadet, Kılıçdaroğlu'nun adaylığını destekliyor ama DEVA ve Gelecek karşı çıkıyor" diye bir hava yayılıyor. Günü geldiğinde kim kimi destekler, kim aday olur bilemem ama mevcut durumda ortada ne aday var ne de destek. Üç gün önce, Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylık açıklaması gibi algılanan Erdoğan'a yönelik "Çık karşıma" meydan okumasından hemen sonra Kemal Bey, Meral Akşener'i arayarak "Müsaitseniz size uğramak istiyorum" dedi. Kemal Bey'in amacı yaptığı açıklamanın ne anlama geldiğini Meral Hanım'a birinci ağızdan anlatmaktı. Adaylık açıklaması gibi algılanıp ittifakın zarar görmesini engelleme amacındaydı. Hemen buluştular ve konuştular. Detay bilmem mümkün değil ama Kemal Bey'in bunun bir adaylık açıklaması olmadığını söylediğini biliyorum. Kemal Bey'in yakasındaki CHP rozetini çıkarıp, Türk Bayrağı rozetini taktığı günden bu yana İyi Parti'de bir rahatsızlık olduğunu da. İyi Parti'deki pek çok isim CHP liderinin kendilerini bir "fait accompli" ile karşı karşıya bıraktığını düşünüyor ve bundan rahatsızlık duyuyor. Burada iki tür tutum var. Bir grup Kemal Bey'in adaylığına karşı değil ama bunun tek taraflı olarak, ittifak içinde konuşulmadan dayatılmasından rahatsız. Diğer grup ise Kemal Kılıçdaroğlu ismini adaylık için doğru bulmuyor. Ancak her ikisi da sonuçta aynı kapıya çıkıyor. Meral Akşener de bunu biliyor ama Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı da nezaketi elden bırakmıyor. Benim gördüğüm şudur. Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı İyi Parti'de de, ittifakın olası diğer bileşenlerinde de kabul görmüş değil. Hatta daha ileri giderek böyle bir adaylığın ittifakı bozma olasılığı da çok yüksek. Bari sınırdışı etseydiniz YAZARLAR 11.02.2022 - 10:43 Güncelleme: 11.02.2022 - 10:43 Ülkemize sığınmış bir göçmen, kaçak olarak rehberlik yapıyormuş. İstanbul hakkında yalan yanlış bilgiler verirken arada sığındığı ülkenin kurucusu olan Atatürk'e de hakaret ediyormuş. Türkiye'nin halini bildiği için de bu hakaretlerini kayda alıp sosyal medyada yayınlamış. Birileri görüp şikayetçi olunca yakalanmış. Kaçak rehberlik yaptığı için hakkında işlem yapılmış, Atatürk'e hakaret suçundan ise serbest bırakılmış. Yahu ayıptır. İşinize gelince hakaret suçundan insanları tutukluyorsunuz. Bu haysiyet özürlüyü tutuklayın demiyoruz. Ama en azından sınırdışı edebilirdiniz değil mi! Yine de madalya takmadığınıza şükretmek lazım. Hangisine güleyim YAZARLAR 11.02.2022 - 10:43 Güncelleme: 11.02.2022 - 10:43 Cahil tehlikelidir, yarı cahil daha da tehlikelidir. Elbette kimse her şeyi bilemez ama her şeyi bildiğini zanneden en tehlikelisidir. Yanlış adrese gitmeyin, sözüm Ayşenur Arslan'a. Televizyonların "muhalif" yorumcusu Ayşenur Arslan, Kıbrıs Davası'nın önemli unsurlarından biri olan Kıbrıs Türk Mukavemet Gücü'nü