Dünyanın sonu gelirse

Uzun zamandır sinemada yer almayan, yakışıklı oyuncu Engin Altan Düzyatan bu kez ters köşe bir rolle beyazperdedeki yerini aldı. Kariyerine jön olarak başlasa da son yıllarda daha çok tarihi dönem işlerinde boy gösteren Düzyatan, bu kez komedisi nispeten ağır basan bir rolle izleyici karşısında. Hangi filmden bahsediyorsun diyenleri meraklandırmadan açıklayayım. Filmin adı Dünya Varmış. Ali Adnan Özgür yönetmenliğinde vizyondaki yerini alan film dünya üzerindeki tüm yaşamın sonunu getirecek olan salgının yayılmasının 12 saat öncesinde başlayan film salgından kurtulmak isteyen bir grup seçilmiş insanın sığındıkları fütüristik otelde başlarına gelen ilginç olayları komik bir dille aktarıyor. Düzyatan'ın hayat verdiği Nuh isimli taksici, hayatını kurtardığı kız sayesinde kendisini bu garip otelde bulur ve olaylar gelişir.
Dışarı çıkanların anında hastalığa yakalanıp öldüğü içeride kalanların da kahverengi ve beyazlar diye iki hiyerarşik kısma ayrıldığı filmde Düzyatan'a Melisa Şenolsun, Sarp Bozkurt ve Ece Sükan eşlik ediyor. Toplumda illegal işlere bulaşmış, halkı sömürüp kolay yoldan para kazanan tiplerin beyaz giydiği, geçim derdinde olan masum kişilerin kahverengi kostümlerle onlara hizmet verdiği düzende geçen film bir yandan düzen eleştirisi yapıyor. Nuh, bir yandan dışarı çıkmanın yollarını ararken, içeride kendi düzenini de kurmayı başarır. Kendilerine Kadimler denen yönetici grubunun talimatlarını otele sığınan kişilere aktaran İz hanımın (Ece Sükan) boynundaki kolyeyi farkedip o kolyenin peşine düşünce farklı bir gerçeklikle yüzleşir.
Senaryosunu da Ali Adnan Özgür ile birlikte yazan Sarp Bozkurt ve Düzyatan filmin komedi yükünü sırtlanmışlar. Oyuncular, doğaçlamaya imkan veren senaryo sayesinde zaman zaman doğallıklarını konuşturmuşlar. Ancak Melisa Şenolsun'un oynadığı Gece karakteri başta olmak üzere hemen hiçbir karakterin derinliği yok. Karaktelerin neyi neden yaptığına çok fazla kafa yormazsanız, 'dünyanın sonu gelse böyle mi davranırlar' diye her hareketlerini sorgulamazsanız gayet seyirlik eğlencelik bir film olmuş. Zaman zaman gerçekten komik sahnelerin olduğu filmde Erkan Can, Ali Sürmeli, Suzan Kardeş, Ezel Akay, Bahtiyar Engin, Atilla Olgaç gibi isimlerin de konuk oyuncu olarak yer aldığını ve hepsinin farklı renk kattığını belirteyim. Bir notla bitireyim, Engin Altan Düzyatan daha fazla komedide oynasın... Bu konuda yalnız olmadığımı biliyorum.
AJAN FİLMİ SEVENLERE
Haftanın aksiyon filmlerinden Siyah Kanarya, kaçırılan kocasını kurtarmak için teröristler tarafından kendi ülkesine ihanet etmesi için şantaj yapılan Avery Graves'in hikâyesini konu ediniyor. Kate Beckinsale'in canlandırdığı Avery Graves, CIA'in en yetenekli ajanlarından biridir. Kocası teröristler tarafından kaçırılınca, onu kurtarmak için ülkesine ihanet etmek zorunda kalır. Tüm ülkelerin güvenliğini tehdit eden Siyah Kanarya adı verilen dosyayı kötülere teslim ederse kocasının serbest bırakılacağını öğrenen bu dişli kahraman, kendini acımasız bir ölüm kalım savaşının içinde bulur. Ekibinden ayrılmasının ardından Avery, kocasının kaçıranların istediği istihbaratı bulmak için yeraltı dünyasındaki bağlantılarını kullanır.
Kocasının hayatını kurtarmak için kariyerini ve hatta hayatını tehlikeye atan Avery, gerçeği öğrendiğinde büyük bir şokla karşılaşır. Ancak bu yolda verdiği mücadele sayesinde dünyanın güvenliğini sağlamış olur. Bilgisayardan dosya kopyalama başta olmak üzere hemen her ajan filminde yer alan tüm klişeleri barındıran Siyah Kanarya'da akılda kalan tek şey, apartman topuklu botlarıyla dişi Rambo gibi hareket eden Beckinsale'in performansı. 51 yaşındaki oyuncu aksiyon sahnelerinin hakkını vermiş.