Mucizeler hiç beklemediğin anlarda olur

Miniklerin Selena ablası olarak hafızalara kazınan Sinem Kobal uzun bir aradan sonra sinemaya döndü. En son 2015 yılında Yaktın Beni filminde rol alan Kobal, bu 9 yıllık arada Kenan İmirzalıoğlu ile evlendi. 2020'de Lalin, 2022'de de Leyla adını verdiği iki kız çocuğu annesi oldu. Özel hayatını yoluna sokan, bir süre yoğun şekilde anneliğe odaklanan güzel oyuncu şimdi yeniden işiyle gündemde. Kobal, Ayşe Balıbey'in ses getiren romanından uyarlayarak senaryosunu kaleme aldığı, yönetmen koltuğunda Ali Balcı'nın oturduğu Herşeyin Başı Merkür'de Elif Akay karakterini canlandırıyor. 30 yaşında evlilik çağına geldiği halde daha iş bulamamış, beraber yaşadığı annesinin iş ve eş söylenmeleriyle baş etmeye çalışan karakteri başarıyla perdeye taşımış Kobal. Eğlenceli, çocuksu, neşeli, deli dolu, kendisiyle dalga geçebilen kadınları çok iyi oynuyor Kobal. Bu rolde de yine başarılı performans sergilemiş, uzun süredir setlerden uzak kalmanın acısını çıkarmış adeta...
Büyük hayallerle okuduğu gazetecilik bölümünden dereceyle mezun olmasına rağmen, kendini doğum günü ablası olarak bulan bir türlü dikiş tutturamayan Elif, hayatını sorguladığı bir dönemde bir komşularının aracılığıyla tesadüfen bir gazetede işe giriyor. Ancak kendisine burç köşesi veriliyor ve astroloji yazması isteniyor. Hiç ilgisi ve bilgisi olmayan konuyla alakalı yine de elinden geleni yapsa da işiyle değil, doğal mizacı ve sempatik kişiliğiyle gazetedekilerin dikkatini çekiyor. Hayranı olduğu spiker Mert'le (Yılmaz bayraktar) tanışıyor, sonradan genel yayın yönetmeni olduğunu öğrendiği Fırat'la (Alp Navruz) arkadaş oluyor. Etraftakilerin ilgisine rağmen kendi olmaktan vazgeçmiyor Elif. Film Elif'in kariyer basamaklarını tırmanma hikâyesi olarak astroloji odaklı ilerleyecek diye sanarken, bir anda direksiyonu kırıp ikinci bölümden itibaren aksiyonlu bir hal alıyor ve işin içine gazete patronlarının, yazı işleri müdürünün dâhil olduğu tarihi eser kaçakçılığıyla mücadeleye dönüşüyor. Ali Kuşçu'ya ait tarihi bir el yazması kitabın peşine düşen Elif, bu süreçte Fırat'la da yakınlaşıyor. İkilinin perdeye yakıştığını, aralarındaki enerjinin seyirciye geçtiğini söylemek mümkün. Kobal ve Navruz dışında Derya Alabora, Neslihan Yeldan, Tamer Levent ve Devrim Yakut gibi isimlerin rol aldığı film, eğlenceli romantik komedi özleyenler için birebir. Ayrıca, 'Aile evi konforlu huzursuzluğun başkentidir.', 'Tecrübe kafan kel kaldığında hayatın sana tarak uzatmasıdır.', 'Başkaları ne düşünür diye yaşamak çöptür.', 'Mucizeler hiç beklemediğin anlarda olur.', 'Bize yeni düşmanlar lazım, eskileri hayranımız oldu.' gibi akılda kalan güzel beylik laflar da filme renk katıyor.
Ödüllü film perdede
Dünya prömiyerini 27. Tallinn Black Nights Film Festivali'nde gerçekleştiren ve festivalden NETPAC Ödülü'yle dönen, Ozan Yoleri'nin yönetmenliğini üstlendiği ilk uzun metrajlı filmi Başlangıçlar ödüllerle adından bahsettirmeye devam ediyor. Türkiye prömiyerini 43. İstanbul Film Festivali'nde gerçekleştiren ve Seyfi Teoman Mansiyon Ödülü kazanan film, İtalyan Sinema Dergisi Fabrique Du Cinema'da 'Yılın En İyi Yabancı Film' adayları arasında gösterildi. Filmin ortak yapımcısı ve başrolü Ahsen Eroğlu'na yakın zaman önce de İtalya'da gerçekleşen 14. Asti Uluslararası Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü kazandıran film, bu güzel haberle vizyondaki yerini aldı. Aysın Kadirbeyoğlu ve Ozan Yoleri'nin senaryosunu beraber kaleme aldığı filmde Paris'te aynı evi paylaştığı arkadaşının beklenmedik ölümü sonrası İstanbul'a dönen genç resim restoratörü Defne'nin hikâyesi anlatılıyor. Yirmili yaşlarının ortasında bocalayan, Defne'nin onarmaya çalıştığı gizemli bir Osmanlı tablosu üzerinden aslında bir yandan kendi hayatına çeki düzen verme çabasını izliyoruz. Hazal Subaşı ve Özlem Zeynep Dinsel'in de rol aldığı filmde Eroğlu, akıcı İngilizce ve Fransızcasıyla da dikkat çekiyor. Film özellikle resim sanatıyla ilgilenenlerin daha fazla bağ kuracağı gerçekçi bir film olmuş.