'Depresyondayız, unutulduk aldatıldık!'

İnkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme...

Psikolojide insanın başına gelen hastalık, ölüm, ayrılık gibi şok yaratan olumsuz olaylar karşısında geçtiği "yasın evreleri" böyle tanımlanıyor.

Birinci evrede ilk olarak haberi aldığınızda inkâr ediyorsunuz. Olamaz, diyorsunuz.

İkinci evre niye benim başına geldi diye öfkeleniyorsunuz. Üçüncü evrede pazarlığa başlıyorsunuz.

Dördüncü evre depresyon. Artık gerçeği kabulleniyorsunuz ve derin bir yasa dönüyorsunuz.

Ancak beşinci evrede durumu kabullenip ona göre ne yapmak gerektiğini düşünmeye başlıyorsunuz.

Durmak bilmeyen kadın cinayetleri, "sağlık hizmeti" adı altında bebekleri "para için" öldüren çete, sekiz yaşında küçücük bir kızın, Narin'in katledilmesi, iki yaşında bebeğin tecavüz sonucu ölümü, daha bunları hazmedemeden Türkiye'nin en iyi korunması gereken savunma sanayi kurumuna el kol sallanarak yapılan saldırı ve beş ölü onlarca yaralı.

Toplum olarak şoklardan şoklara sürükleniyoruz.

Yaşadıklarımızı araştırmacı Bekir Ağırdır, literatürdeki beş evre ile açıklıyor. Ve ona göre bu şokları yaşamakta olan Türkiye, bugün derin bir depresyon aşamasında.

Bundan 22 yıl önce girişimcilik yoluyla kadının güçlenmesini hedefleyen bir sivil toplum kuruluşu olarak kurulan Kadın Girişimciler Derneği'nin ekim ayı konuşmacısıydı Ağırdır. Önce başkan Esra Bezircioğlu kadın cinayetlerinin can yaktığı bugünlerde İstanbul Sözleşmesi'nin önemini hatırlattı. Ardından Ağırdır konuştu.

Türkiye'nin toplumsal değişimini yakından izleyen araştırmalarıyla tanınan Ağırdır, ilk olarak 2006'da yaptığı "Türkiye insanının zihni tutum ve davranışlarındaki parametreler neler" araştırmasını yenilemiş.

TÜRKİYE DEPRESYONDA

Endişeli modern tanımını ilk kez o günlerde gündeme getiren araştırmayı bu kez hanelerden toplanmış 140 ayrı parametreyle gerçekleştirdiklerini söylüyor Ağırdır.

"O günün güncel koşullarında sosyal medya yoktu. Cumhuriyet mitingleri vardı" diyen Ağırdır, "Bugün artık dijital medya var. Yapay zekâ gündemde. Türkiye yüzde 52'si 11 metropole toplanmış, yüzde 7'si köyde yaşayan kentli olmuş bir ülke. Bu ritmin parametreleri ne diye araştırdık" diyor ve birkaç veriyi şöyle açıklıyor: