Gıybet ve tahkirlere karşı ne yapmalıyız

Zaman zaman maruz kalınabilen tenkit, gıybet ve tahkirler karşısında nasıl bir tavır takınmamız gerektiği bahsinde Üstadın yol gösterici ifadelerinden bazılarını Uhuvvet Risalesi'nde geçen şu satırlarda görmekteyiz:

"Mü'min kardeşinden sana gelen bir fenalığı bütün bütün ona verip onu mahkûm edemezsin.

"Çünkü,

"Evvelâ: Kaderin onda bir hissesi var. Onu çıkarıp, o kader ve kaza hissesine karşı rıza ile mukabele etmek karşılık vermek gerektir.

"Saniyen ikincisi: Nefis ve şeytanın hissesini de ayırıp, o adama adavet düşmanlık değil, belki nefsine mağlûp olduğundan acımak ve nedamet edeceğini pişman olacağını beklemek.

"Salisen üçüncüsü: Sen kendi nefsinde görmediğin veya görmek istemediğin kusurunu gör, bir hisse de ona ver.

"Sonra, bâkî geriye kalan küçük bir hisseye karşı, en selâmetli ve en çabuk hasmını mağlûp edecek af ve safh bağışlama ile ve uluvv-ü cenaplıkla gönül zenginliği ile mukabele etsen, zulümden ve zarardan kurtulursun."

Tahkikî temele dayanan derin bir imanın bilhassa kader ve tevekkül boyutuyla bu çeşit sıkıntılara karşı tatbik edilmesi noktasında bizlere son derece orijinal açılımlar sunan bu mükemmel izahlar, hepimiz için ferahlatıcı ve dahası, muhtemel veballerden de kurtarıcı bir nitelik taşıyor.

Maruz kaldığımız veya kalabileceğimiz bed muameleleri dahi sıkı ve samimî bir nefis muhasebesine vesile kılma dersi verirken, bunların kendi hatalarımızı daha iyi görüp fark etme ve onlardan arınma fırsatı olabileceğini söylüyor.