Bu yazıyı yazmak niyetinde değildim. Ama Infantino'nun açıklamalarından sonra farz oldu. Günlerdir Dünya Kupası'nı düzenleyen Katar'a karşı bir karalama kampanyası yürütülüyor. Elbette haklı gerekçeleri de var. Ama bardağın dolu tarafına bakmayı akıl edenlerin sayısı ne yazık ki kamuoyu oluşturacak güçlü bir medya desteğine sahip değil.Dünya Kupası düzenleyen ilk İslam ülkesi olan Katar, bu şölene ev sahipliği yapabilmek için gelenek ve inançlarından bir hayli taviz verdi. Ülkede içki içilmesine izin verilmesi, kıyafet konusunda serbestlik ve evli olmayan çiftlerin aynı yerde kalabilmesine izin verilmesi bunlara birkaç örnek.Bu tabloya bakınca Katar'a en çok radikal İslamcılar'ın tepki göstermesi beklenir. Ama tam tersine en çok gürültü kopartan 'Batı' oldu. Oysa değişim için en büyük gereksinim, etkileşimdir.Dünya Kupası'nın Katar'da yapılması, Batı ile İslam dünyası arasındaki etkileşimin güçlenmesi ve en azından değişim yolunda bir adım olması için fırsat değil midir Batı'nın söylemiyle eylemi arasındaki bu çelişki nasıl açıklanabilirYoksa Batı'nın, İslam Dünyası'nda değişim istediği 'Kocaman bir yalan' mıdır Mehmet Akif Ersoy, "Maske yırtılmasa, hâlâ bize afetti o yüz...Medeniyet dediğin kahpe, hakikat yüzsüz" diye tarif ediyordu Batı'nın iki yüzlülüğünü. Ondan 100 yıl sonra Infantino'nun benzer şeyler söylemesi çok veciz değil miKatar'ı