Bağlantısallık ve küresel rekabetin geleceği

Türkiye-ABD İş Konseyi'nin New York'ta gerçekleştirdiği 15. Türkiye Yatırım Konferansı'nda Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Ekonomisi'nin son 20 yılda yüzde 5,4 ortalama büyüme gerçekleştirdiğini ve 270 milyar dolardan fazla altyapı yatırımı gerçekleştirdiğini vurguladı. Cumhurbaşkanımız aynı dönemde Türkiye'nin küresel ticaretteki payını da ikiye katladığının altını çizdi. Bu başarıların hiçbiri küresel ölçekte de büyük bir ilgiye mahzar olan altyapı hamlesi, dünya ölçeğinde, köprü, deniz altı ve karada gerçekleştirilen tünel, otoyol ve demiryolu ağı, iki katından fazla arttıralan havalimanı yatırımları olmadan başarılamazdı. Türkiye, son 20 yılda küresel ve bölgesel ölçekte tarihi bir bağlantısallık (connectivity) hamlesi gerçekleştirdi.
Türkiye'nin küresel ölçekte iddia sahibi altyapı projeleri Asya, Avrupa ve Afrika arasında Türkiye'nin ticaret ve lojistik koridorları ağında oynayacağı vazgeçilmez rolü perçinleyen ardımlar oldu. Önümüzdeki 25 yıl, ister kıtalar arası ticaret rekabeti olsun, ister kıtalar arası üretim ve lojistik merkezi rekabeti olsun, küresel rekabetin temel başlıklarında bir ülkenin iddiası olabilmesi için bağlantısallık noktasında geniş imkan ve kabiliyetleri olması gerekiyor. Bu nedenle, Türkiye'nin karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolunda sürdürdüğü hamleler, dünyanın stratejik önemdeki koridorları üzerinde oluşturduğu işbirlikleri, Orta Koridor ve Kalkınma Yolu Projesi'ndeki iddiası, Türkiye'nin küresel üretim, ticaret ve lojistik rekabetindeki iddiasına önemli ve sürdürülebilir katkılar sağlayacak.
Küresel ticaretin önümüzdeki 10 ile 25 yılı, bilhassa Asya ile Afrika arasındaki ticaretin katlanacağına işaret ediyor. Türkiye'nin Afrika ile son 10 yılda derinleştirdiği stratejik işbirliği, Afrika'nın önde gelen ekonomileri ile yürütülen ortak projeler, Afrika'nın kalkınmasına Türkiye'nin 'kazan-kazan' ilkesine dair katkıları, iki kıta arasında katlanacak üretim, ticaret ve lojistik işbirliğinde, Ülkemizin etkinliğine güç katacak. Bu nedenle, Afrika ülkeleri ile kalkınma, ticaret ve yatırım alanlarındaki işbirliğimizin de ötesinde, savunma ve güvenlik alanında da derinleştirdiğimiz işbirliği, Afrika'nın ekonomik ve siyasi istikrarında önümüzdeki dönemde üstleneceğimiz yapıcı roller, Afrika'daki varlığımızın yüksek katma değere dönüşümünde de kritik rol oynayacak. Bu nedenle,