Geçmişin Mahkeme Dosyaları Miras Mı Olur bir iktidara

SU BOĞAR ATEŞ YAKARMIŞ, ESKİ VEKİLLERİNDE CANI YANARMIŞ! "Bizimki nasıl bir kader böyle! Tüm hayatımızda CHP'nin 1946'da yaptığı seçim hilesini tenkit ettik. 2019'da İstanbul'da bir benzerini biz yaptık. Hayatımız boyunca Menderes'i ipe çeken zalim hakim ve savcılara lanet okuduk; şimdi onların benzerleri vicdansız hükümler kuruyorlar." 26 Nisan 2022 tarihinde bir AKP'liden sosyal medyaya düşmüş itirafnamedir, isyannamedir bu. Birinci paragrafı şimdi analiz etmeyeceğiz; sonra yazmak hakkımız saklı kalacak şartımızla. Zira 2019'da işlendiği ifşa edilen eylemin askıda kalan bir sorusu var: Neden o gün söyleyemediniz İkinci paragrafta, karşı tarafı "Menderes'i ipe çeken" tanımıyla anlatmak ise, sonrasında vurgulanan zulüm görmüşlüğü kuvvetlendirmekten ziyade, adaletsizliği kabul etmenin sinmişliğini yansıtmaktadır. Bugünü, gelinen noktayı, durulan yeri "Şimdi onların benzerleri"yle resmetmek, tespit etmek de başarısızlığın noter tasdikli tescillenmesidir. pushfn('ads'); Refahyol iktidarında "Yol" kanadının danışmanlarından iken, AKP'nin akıllara ve beraber yürüyeceği yollara düşürülmesine verdiği emeğin karşılığını iki dönem milletvekilliği ve ailevi tayin ve terfilerle aldığına inandığımız twit sahibi siyasetçinin "Menderes'i ipe çekmek"le kastettiği olayı hatırlamakta fayda var. Kulaktan kulağa yayılan "Menderes her gece kırata biniyor, Yassıada'dan Eyüp Sultan'a gidiyor" efsanesinden haberdar Savcı Egesel'in idam anında yağlı urganı, Kumkapı meyhanelerinin birinde linç edilen Kara Ali'den alıp, şimdi gitsene Eyüp Sultan'a diyerek hızla çekmesinin yürekleri daha da yakmasıdır o olay. Siyasetle ilgili ailelerde ve halkın arasında çok olmasa da bir ikiliğe, bir karşı kamplaşmalara sebep olduğunu idamların, gazetelerinde ve dergilerinde yazanlar, şair Eşref'in şu beytini hep tekrarlamışlardı. "Kardeşi kardeşten ettin, valideyi evlattan; Ey siyaset şöyle farkın var mıdır cellattan" Kardeşi kardeşten etmek... Son Havadis, demokratların taraftarı, ihtilalcilere ve idamcılara muhalif bir gazete. Bir röportaj yayımlar, ağabey Feridun Egesel'in, küçüğü Altay Egesel'i anlattığı. İdamcıların "Meçhul Egesel" dedikleri, onların "Meşhur Egesel"ini, 1957 seçimlerinde Demokrat Parti'den milletvekili adayı olmak istedi ama kabul edilmedi diye etiketlendirirken, kendisinin de hep demokrat olduğunu söylemiş. pushfn('ads'); Savcı Egesel'in en menfi kelimelerle ancak anlatılacak tavırlarının altında ağabeykardeş rekabetinin ve adaylığa kabul edilmemesinin etkisi var mıdır ve ne kadardır Demokrasi tarihimizde benzeri haller yaşanmasın diye araştırılmış yahut hukuk fakültelerinde tez konusu yapılmış mıdır Bunları bilmiyoruz. Bildiğimiz, idamcılar tarafından Yassıada'da görev almaları istenen iki savcının hayır demelerinden sonra, gönüllü olan ve atayıcılara aracılarla ulaşan Egesel'in istediğini elde ettiğidir. O iki savcının birinin Yargıtay'ın başkanlığından, diğerinin de Danıştay'ın başkanlığından emekli olduklarını da biliyoruz. Bir başka bildiğimiz ise şudur: Salim Başol'un da Türkiye'de en çok idam cezası veren ağır ceza reisi şöhretinden dolayı mahkeme başkanı yapıldığıdır. Reis Başol hakkında aklımda kalan iki anekdotu şimdi buraya yazmazsam rahat edemem; günümüzle alakalandırılma ihtimali hiç olmasa da. Mahkeme aylarının bir gecesinde Reis Başol tiyatroya gider, resmi arabasıyla ve protokol sıralarında yeri hazırlanmıştır çoktan. Kırmızı halı serilerek karşılanması da cabadan. Mahkemelerden sonraki bir gün ise, tiyatroya onun adına bilet almaya giden elemanına derler ki: Kendisi gelsin, bilet sırasına girsin. Konu ihtilal ve idamcılar olduğunda söz dönse dolaşsa da yine gelir İsmet Paşa'ya. Menderes'lerin idamlarından hemen sonraki yıl, Başbakan İnönü İstanbul'a gelişlerinin birinde, Vişnezade'deki köşkünde gazetecilerle bir kahvaltı yapar. İşte o gün orada yaşananları "yandaş" bir gazeteci, "Yandaş" dergisinde aynen şöyle anlatır. " Sigarayı çok özledim... Ama doktor izin vermiyor... Ne dersiniz, yeniden başlayayım mı Salondaki gazetecilerden biri: Başlayın paşam dedi, başlayın. Bu yaştan sonra olur mu Neden olmasın paşam.. Yeniden başbakanlığa başladıktan sonra!" Peki, olayın aslı böyle mi Hayır! Şinasi Nahit Berker diye hatırladığım gazeteci tüm "yandaş"lığına rağmen şöyle bir cevap veriyor: " Yeniden başbakan olmak için başbakan astırıyorsunuz da, yeniden sigaraya başlamak arzunuzu bize mi danışıyorsunuz" Şükür ki günümüzde benzeri hadiseler olmuyor; mevcutların her seçimi biz kazandık, kazanıyoruz iddiaları ağır belgedir çünkü. A ve s harfleri kullanarak yazmak "Asır" kelimesini çağrıştırmaz mı mevzuu ta buralar kadar gelirse. Şimdi de oldu. Ben hiç kullanmasam da AKP Genel Başkanı ve Sayın Cumhurbaşkanı için "Asrın lideri" sıfatını, çok yazıldı bilhassa uçak yolcusu gazeteciler tarafından. İşte bu sıfatın aynısını yahut benzerini veya yakınını geçmişte İsmet Paşa için kullanmışlar mıdır merakım vardı. Buldum. Fakat yaygınlaşmamasını, yani en azından birkaç kişi tarafından niye yazılmadığını makalelerinde, anlayamadım. Yoksa İsmet Paşa uçağa binmiyor muydu Ya da "Beyaz Tren"in forsu az mıydı pushfn('ads'); Gerçi kayıtlarda harfi harfine Sayın Erdoğan'a verilen "Asrın Lideri" gibi yazılmamış ama, İsmet Paşa da "Asır"la anlatılmış; hem de çoğul yapılarak. "Yaşının adamı olsa gene iyi. Asırların adamı, asırların!" Millete vekil olmuşların 2019'da konuşamayıp, ancak 2022'de konuşmaya çabaladığı bir Türkiye'de elbette bizim, geçimini iyileştirmek ve uçak yolcusu olmak zevkini tatmin etmek amacındaki gazetecileri tenkit niyetimiz yoktur, olamaz. Lakin onları tarihin sayfalarına çakmak veya oradaki kayıtlardan çıkarıp okuyucunun önüne sürmek bizim işimizdir. İşte onlardan birinin yazdıkları. Bayram şekeriniz olsun. "Halk Partililer fosur fosur cıgara içiyorlar koridorlarda. Orada, burada AP'lilerle tartışmalar