15 Temmuz destanının 7. yılındayız. FETÖ ihanet şebekesine yönelik mücadele sürüyor. Her geçen gün bu mücadelenin değerini çok daha iyi anlıyor ve mücadelenin aksamamasının, eksilmemesinin hayati önemini bilinç düzeyimize kazıyoruz. 15 Temmuz gecesinin şer karanlığını aydınlığa çeviren; Türkiye sevdalısı, bağımsızlık aşığı, vatansever yiğit şehitlerimizi ve gazilerimizi minnetle, rahmetle anıyoruz. Allah onlardan razı olsun. Onlar bu topraklar işgale uğramasın, bizler ölmeyelim diye öldüler, ölmeyi seve seve göze aldılar. Canlarını siper ettiler. Şehadet şerbetini içtiler. FETÖ alçakları tarafından çalınmış tankların önüne yattılar, uçakların saldırılarından asla korkmadılar. 15 Temmuz, Türkiye'ye yönelen emperyalist işgal girişiminin yeni bir versiyonuyla. En az 100 yıldır verdiğimiz bağımsızlık mücadelesinin yeni bir aşamasıydı. Bu toprakların ilelebet hür ve bağımsız olması için milletimizin başı dik, hür ve onurlu yaşaması için verdiğimiz amansız mücadelenin yeni bir merhalesiydi. O gece; emperyalizmin piyonları, ihanet şebekesinin gözü dönmüş unsurları şayet başarılı olsalardı; Türkiye'nin geleceğine ipotek koyacak, ülkeyi kaosa sürükleyecek, parçalanmanın önünü açacak, emperyalizmin Suriye'nin kuzeyinden sıkıştırdığı şer planının sonucunu alacaklardı. Emperyalizmin, kuyruklarını birbirine bağladığı terör örgütleri, o gecenin seyrine göre pozisyon almışlardı. PKKYPG terör örgütü, Suriye'nin kuzeyinde sınır hattında gecenin şer çabasına katılabilmek için fırsat kolluyordu. Küresel sömürü ve terör baronları, emperyalizm; sahaya sürdüğü piyonlarıyla sonuç almaya çalışıyordu. Başaramadılar. Türkiye'yi işgal edemediler, Suriye'ye çeviremediler, bölüp, parçalayamadılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sarsılmaz, güçlü liderliğiyle halkın canı pahasına tarihe işlediği büyük destansı mücadelesiyle, vatansever