Baharları kim sevmez
Baharlar ne sıcakların, ne de soğukların acısını hissettirmez insanlara. "Sizler, Cennet-âsâ bir baharda geleceksiniz. Şimdi ekilen nur tohumları, zemininizde çiçek açacaktır" diyen Bediüzzaman hazretleri, ümitlerimizi tazelemiştir.
Yüz yıl öncesinden verilen bu müjdeler, bizleri istikbal adına hep ümit içinde olmamız gerektiğini gösterdi. Ve, o ümitlerin bizleri "sükût-u hayale uğratmadığı"nı gösterdi. "Bizler acele ettik, kışta geldik" derken, dünyanın bundan sonraki yıllarında taze baharların geleceğini müjdeliyordu.
Şimdi, yeni bir baharın başındayız. Adına "son bahar" demiştik. Bediüzzaman hazretleri, bunu namaz vakitlerinden, ikindi vaktine benzetir. Bir de, insan hayatındaki ihtiyarlık yaşlarını hatırlatır. Üstadın tarif ettiği "cennetasa bir bahar" ise, insanın hayat boyuncaki meşguliyet ve hayat safhalarını istikamet üzere geçirmesini hatırımıza getirir.
Hayatını bahar tadında yaşayan insanların, mevsimlerin yazına ve kışına pek aldırmadıklarına şahit olmaktayız. Ne taun ve tufanlar, ne de başka afetler onların efkarında bir iz bırakır. İstikamet üzerine hayatını yaşayanların hedefi başkadır. Bu açıdan, baharları bizler her zaman severiz ve onda asude bir huzur buluruz. Özellikle yaşadığımız günümüzde bir çok insanın bu hakiki huzura ne kadar muhtaç olduklarını biliyoruz.