Tefekkür, "fikretmek, düşünmek, fikir ve düşünce üretmek, zihni yormak" demektir. İslâm gibi mükemmel bir dinin akletmeye, fikir üretmeye, düşünce dünyamızı geliştirme ve âleme faydalı fikir ve buluşlar üretmeye teşvik etmemesi düşünülemezdi. Bu yüzden "Kur'an'ı gereği gibi düşünmezler mi Eğer Kur'an Allah'tan başkasına ait olsaydı, elbette içinde birçok tutarsızlıklar bulurlardı" (Nisa, 82) ve benzeri ayetlerde akletmeye ve düşünmeye teşvik vardır. Müslümanlar, Allah-u Teâlâ'nın yaratıkları üzerinde tefekkür ederek, hem mükemmel kâinatın mükemmel yaratıcısına şükreder hem de yaratılanlar üzerindeki tefekkürü sayesinde yeni ilmi keşifler yapar ki insanlık faydalansın. Bundan dolayı "eşyanın (yaratılanların) üzerinde tefekkür etmek" farzdır. Kur'an-ı Kerim'de: "Muhakkak göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbirini takip etmesinde, insanlara yararlı şeylerle denizde akıp giden gemilerde, Allah'ın gökten su indirerek ölmüşken yeri onunla diriltmesinde, yeryüzünde her nevi hayvanları dağıtmasında, rüzgârları her taraftan estirmesinde ve yerle gök arasında emre hazır bekleyen bulutları yönlendirmesinde düşünen bir toplum için (Allah'ın birliğine) deliller vardır" (Bakara, 164) buyrulmaktadır. pushfn('ads'); Rasulullah Aleyhisselatu Vesellem efendimiz Kur'an-ı Kerim'deki: "Şüphesiz, göklerle yerin yaratılışında ve gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, akıl sahipleri için (Allah'ın büyüklüğüne) deliller vardır. Onlar ki, gerek ayakta, gerek otururken ve yanları üzerinde yatarken hep Allah'ı anarlar ve göklerle yerin yaratılışı hakkında düşünceye dalarlar. Ey Rabbimiz! Bunu sen boş yere yaratmadın. Sen böyle şeyden münezzehsin, o halde bizleri cehennem azabından koru!" (Âl-i İmran, 190-191) ayetlerini okuduktan sonra şöyle buyurmuştur: "Bunu okuduğu halde Allah'ın nimetlerini düşünmeyen kimseye yazıklar olsun" (Buhari, Tirmizi, İbni Mace, Ahmed bin Hanbel, İbni Hibbân). Kur'an-ı Kerim'de ve hadis-i şeriflerde çerçevesi çizilen tefekkür, vahyin kontrolünde akletmeyi ve Allah-u Teâlâ'nın yarattıkları üzerinde tefekkürü içine almaktadır, yoksa Allah-u Teâlâ'nın zâtını düşünmeyi değil. Peygamber Efendimiz (s.a.v), "Allah'ın yarattıklarını tefekkür ediniz; zâtı hakkında tefekkür etmeyiniz, sonra helâk olursunuz" (Câmiu's-Sagir) buyurmaktadır. pushfn('ads'); Mükemmel yaratıcımızın, yerleri, gökleri, dağları, denizleri; gökte, yerde, denizlerde, gökle yer arasındaki her türlü canlıyı yaratmasındaki mükemmelliği tefekkür etmeli ve ibret almalıyız. Göklerin ve yerin mülkünü elinde bulunduran, milyarlarca yıldızı, gezegeni ve galaksileri yaratan; karada ve denizde yaşayan yüz binlerce canlı türünü en mükemmel şekilde yaratan ve hepsini idare eden bir yaratıcımızın büyüklüğünü ve kudretini tefekkür etmeliyiz. Dünya'yı, Güneş'i, Ay'ı bir boşlukta tutan, Ay'ın ve Güneş'in ısı, ışık ve enerjisini kıyamete kadar var eden,