Bin bir vaatle gelip tam bir kaos oluşturup kaçan Hasan Arat, Beşiktaş'a çok büyük zarar verdi. Tarih onu affetmeyecek. Beşiktaş büyük bir camiadır. Arat'ın açtığı yaklaşık 150 milyon dolarlık borç yükünün altından kalkacağı gibi Giovanni ve Friedel'in tüm dengelerini bozduğu takım da yavaş yavaş toparlanacak şüphesiz. Bunun ilk işaret fişeği Hatay deplasmanında atıldı. Kartal'ın havası değişti, adeta üzerindeki ölü toprağı kalktı. Haftalar sonra, kazanmak için oynayan, toptan kaçmayan, yardımlaşan, mücadele eden bir Beşiktaş izledik. Tayyib Talha, Emirhan, Svensson tüm güçleriyle savaştı, Masuaku'nun bindirmeleri, net ortaları bir çok pozisyon yaratılmasına sebep oldu. Salih hem orta sahada mücadelesiyle dikkat çekti, hem de rakip kale önünde gol aradı. İmmobile ve Rafa haftalar sonra ilk kez bu kadar gayretliydi.. Serumla sahaya çıkan Rashica dışında, on bir başlayan olsun, sonradan giren olsun, mücadele etmeyen etmeyen bir Beşiktaşlı yoktu.
Serdar hocanın da kaderi bu galiba. Geçen sezon da Rıza hocanın görevi bıraktığı hafta Hatay'a karşı Beşiktaş'ın başında sahaya çıkmıştı. Yine Serdar hocaya görev verilmiş ve karşısında yine Hatay var, üstelik başında da Rıza Çalımbay... Nereden baksan çarpıcı buluşmalar bunlar. Zor maç olacağı belliydi. Öyle de oldu. Savunmanın boş anında Görkem golü atınca tam anlamıyla Rus ruletine döndü oyun. İki kalede çok sayıda pozisyon yakalandı, direklerden dönen toplar oldu, kaleci Mert ve Erce'nin müthiş kurtarışları vardı. Dedim ya, önemli olan Beşiktaş takımının üzerindeki ölü toprağını atmasıydı. Kazansalar daha iyi olurdu elbet ama sezon başındaki hallerine döndüler ya, şimdilik bu da yeter. İtalyanlar'ın dediği gibi, piano piano (yavaş yavaş) küllerinden doğacak Kartal ve yine yükseklerden uçacak..