Bugünlerde çok fazla duygusal oldum... Gözlerime söz geçmiyor artık... Ben Besni'de on yıl görev yaptım... Besni'den evlendim... Besni benim ikinci vatanım...Ben Besni'den 3 Şubat'ta ayrıldım... Ayrıla üç gün oldu... Deprem sonrası besni ile birlikte ben de yıkıldım... Aradığımda o eski öğrencilerim dediler ki "Hocam o seninle çay içtiğimiz yerler şimdi yeksan oldu..."Sonra sordum bir bir... Kim nasıl Kubilay'ım vardı... Canım yavrum... Canım öğrencim... Ne o beni unutabilirdi ne ben onu unutabilirdim...Ah neredeyse otuz sene öncesi... Genç bir öğretmenim... Bir ya da iki yıllık öğretmen...Baktım öğrencimin biri pat diye yere düştü. Baygınlık geçirmişti. Ben koştur koştur, hemen gidip kucağıma aldım... Zavallı Kubilay'ım karnı açmış. Açlıktan bayılmış... Baygın ama ayılmaya çalışıyor.-Adın ne senin yavrum, dedimZor bir şekilde Kubilay, dedi.-Siz nerede oturuyorsunuzÇocuk "Çukurova" dedi... Ben o anda Adana'daki Çukurova'yı hatırladım. "Adana'da var Çukurova. Besni'de de var mıymış" dedim. Çocuklara döndüm: "Çocuklar Çukurova nerede"Çocuklar dedi ki: "Öğretmenim Kubilay Çukuroba'da kalıyor. Çukurova değil..."Meğer Besni'nin bir mahallesiymiş... Okula da yaklaşık bir kilometre mesafede...O yıllar gençlik var... Ayılıp kendine gelmeye başlasa da hâlsiz Kubilay'ı kucağıma alıp koştur koştur o bir km mesafeyi giderek evlerine götürdüm. Ailesine durumu anlatıp Kubilay'ı eve bıraktım, okula döndüm...Kubilay'ım bunu unutur mu Aradan yıllar geçti... Belki otuz sene... Daha geçen gittiğimizde görüştük... Her sene arar görüşürdük zaten kendisiyle... Kocaman oldular...