Kâzım Bey şafak baskınıyla evinden alındığı 23 Ekim itibariyle iki aya yakındır Silivri'deki Marmara Cezaevinde. Duruşması 19 Aralık'ta (yarın).
Avukatı Mustafa Özbek Bey ilk günden itibaren tutuksuz yargılanma için itirazlarda bulundu. Ancak reddedildi. Tutuklama kararının ve itirazların reddedilmesinin gerekçesi kaçma şüphesi. Oysa ki yıllardır hakkında açılan davalara 37 yıldır ayrılmadığımız semtte, 25 yıldır ikamet ettiğimiz ev adresinden gitmiştir. Mahkeme davalarının hepsinden de beraat etmiştir. Garip...
NE DEDİLER
Adaleti savunanların turnusol kâğıdı gibi renk verdiği bir tablonun tam da orta yerindeyiz. Açıkçası hayatımızın ibretli karelerini yaşadık. Gazeteci Ruşen Çakır daha ilk günden "Kâzım Beyin Fethullahcı olmadığını hepimiz biliyoruz. En iyi de devlet bilir" diye tweet mesajı attı. Milletvekili Cihangir İslâm "Kâzım Bey hakkındaki iddialar inandırıcı değil. Yeni Asya gazetesi ve okuyucuları daima darbelerin ve terörün karşısında durmuş, en zor şartlarda demokrasi ve insan hakları yanında yer almış bir topluluktur' mesajını sosyal medyada paylaştı. Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu sosyal medya mesajlarıyla ve cezaevi ziyareti ile destek verdi. Milletvekili Mustafa Yeneroğlu telefonla geçmiş olsun dileklerini ilettiği gibi sosyal medyadan da desteklerini devam ettirdi. Şimdilerde gazetemizde de Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay ve Yeni Asya Neşriyat'ta kitapları da yayınlanan, gazetemizin düzenlediği panellere davet edilen hukuk profesörü Hüseyin Hatemi'nin 'Atılan tweet tutuklama sebebi olamaz' diyen beyanlarını okumaktayız. Destek veren mesajların listesi hayli uzun. Sanırım destek mesajlarına gazetemizde de genişçe yer verilecektir.
(Şahs-ı manevînin dualarını ise her daim hissetmekteyiz. Binlerce şükür.)
TARİHÎ TAZİYE TWEETİ
'Allah rahmeti ve adaletiyle muamele etsin' tarzındaki taziye ölene övgü değil, geride kalan sevenlerine 'hesabı Allah'ın adaletine kalmış, hüküm Allah'ındır' anlamında verilmiş bir mesajdır. Bu gibi sözler hapis sebebi değil belki ancak eleştiri sebebi olmalıdır. Nitekim gazetelerde ya da sosyal medyada acımasız yorumları okuduğumda 'farkına varmadığımız hatalarımıza karşı kaderin adaleti olsa gerek' deyip geçiyor, şarkıdaki gibi 'aldırma gönül!' diyorum. Affımız Âdil-i Hakîm olan Rabbimizedir ve O ne güzel vekildir!