Türkiye'nin ortaya koyduğu yüzyıl idealinin hangi gün neşet etmiş olabileceği üzerine düşündüm. İki tarih karşıma çıktı. Birbirinin aynı olan, birbirinin ikiz kardeşi gibi mükemmel simetrik iki gün 28 Şubat ve 15 TemmuzTürk milleti 28 Şubat günü dizlerinden paletler geçerken hukuksuzluğa karşı bir mücadele başlatmış ve 2002 seçimleri, 24 Nisan muhtırası derken millet düşmanı zihniyete karşı en büyük zaferini 15 Temmuz'da kazanmıştır.Yarının dört başı mamur Türkiye'si için bir milat aranacaksa, bir yüzyıl mefkuresinin fişeğinin yakıldığı günün hangisi olduğunu seçmek gerekecekse ben, 15 Temmuz derim. Milletin kaderini eline aldığı gün... Siyaseti birleştirdiği günEvet, milletin siyaseti birleştirdiği gün o gündür.15 Temmuz'da milletin yazdığı destana sahip çık(a)mayıp ayrışanlar kendi yokluğuna ilerlemiştir.Türk milleti o gün millet olarak yeniden dirilmiştir. O gün gönül coğrafyasının duasını arkasına almıştır.Karabağ Zaferi'nin işaretidir 15 Temmuz Mavi Vatan davasının, Türk Devletleri Teşkilatının işaretidir Millet devlete "ilerle" demiştir. Hedefin Akdeniz, Kafkaslar, Turan, ilerle Teröristlerin inlerini başlarına yık, ilerle15 Temmuz gelecek nice zaferlerin işaretidir.Yüce Allah (c.c.) evvela bu zaferleri muştulayan şehitlerimize şahitliğimizi kabul, sonra Mustafa Cambaz ve tüm şehit kardeşlerini peygamberlere komşu eylesin15 Temmuz'u Mali Vatanın bağımsızlığının işareti olarak gördüğümü de hatırlatayım. Elbet Türkiye Mali Vatanının bağımsızlığını sağlayacaktır. Sağlamalıdır. Çünkü bu, yüzyıl mefkuresinin ön şartıdır.Çünkü 200 yıldır millet her acze düşürüldüğünde mali bağımlılıkların asıl etken olduğu görülür. Bu mali bağımlılıklara teslim olanların da Darbeciler gibi15 Temmuz'da milletin kaderini birleştirdiği Cumhur İttifakının yükü ağırdır. Bu millet hep verdi, her çağrıldığında koştu geldi. Şimdi ilk defa aradığı o sentezi Cumhur İttifakında bulunca istemek hakkıdır. İstediği 1923'te başlayan bağımsızlık mücadelesinin tüm cephelerde tamamlanmasıdır. Bu cephelerden birisi de Mali Vatanın bağımsızlığıdır.15 Temmuz şeytani emellerine ulaşsa ilk kilit vurulacak yerler listesinde ekonomik bağımsızlığın aktörlerinden olan katılım finans kurumlarının olduğunu anlamak için kâhin olmak gerekmez. 17-25 Aralık'ta bunun izleri bulunabilir.Başkaca şeyler de söylenebilir. 15 Temmuz'da millet işgal girişimini püskürtemese ekonomik yönü bir yana dünyanın tekinsizleştiği bugünlerde güvenilir bir savunma sanayimiz de olamayacağı da aşikârdır. Enerji yatırımları falan hakezaBüyük ekonomi olmanın gereği olan hiçbir unsurun yaşama imkânı olmayacaktı. Hatta mesela çokları bilir ama farkında değildir; büyük ekonomi olmanın önemli bileşenlerinden olan muteber medya da bulunmayacaktı. Belki yakın zamanda "dünyadan manşetler turunda" birçok ülkenin ekranlarında kendine yer açacak gazetelerimiz o gün kapatılacaktı.Hadi diyelim ki bunlar hassas düşüncelerdir. Şunlara